Dokuzuncu Bölüm – Gargamel Burunlu Çirkin Kadın Kasabanın üstüne huzur uzun bir yorgan gibi serilmişti. Güven artık kardeşleriyle aynı sofrada yemek yiyor, ablalarının dualarına her sabah gözleriyle “amin” diyordu. Günler paylaşım, geceler içsel sessizlikle ilerliyordu. Ama Güven’in içinde başka bir fısıltı vardı. Henüz tamamlanmamış, bir “eksik halkayla” örülü geçmişin kalbinde atıp duran bir çağrı: Gargamel burunlu çirkin kadın... O kadın ki, bir zamanlar bedduasıyla bir ağacı zehre dönüştürmüş, bir soyun kaderini sarsmıştı. Ama Güven ona kızmıyordu. Beddua bir kin değil, anlatılamayan bir hikâyenin çığlığıydı belki. Ve Güven artık hikâyeyi tamamlamak istiyordu. Ancak o arayış sürerken, Bahar ellerini karnına koyup gözlerini gülümseyerek yumdu: “Sana bir müjde daha...” Güven’in içindeki tüm fırtına bir anlığına sustu. Evin içini dolunay gibi aydınlatan bir sevinç yayıldı. Ama bu sevinç, çok geçmeden karanlık bir isteğin içine doldu. Gecenin bir vakti Bahar gözleri d...
"Sevgili okurlar, bu blogda çocuklar için büyülü masallar ve keyifli öyküler bulacaksınız. Her hikaye, çocukların hayal dünyasını genişletecek ve onlara değerli dersler sunacak. Ayrıca, sosyal ve toplumsal konularda farkındalık yaratmayı amaçlayan yazılarla da karşılaşacaksınız. Hayatın içinden hikayelerle dolu bu blogda, her yaştan okuyucunun ilgisini çekecek içerikler sizleri bekliyor!"