Ana içeriğe atla

Kayıtlar

eğlence -egitim etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

1. BÖLÜM – ZEHRİN KÖKÜ: ÜÇ KADER, BİR LANET

   1. BÖLÜM – ZEHRİN KÖKÜ: ÜÇ KADER, BİR LANET  “Her aşk bir meyve gibi çiçeklenir.   Ama kimse kabuğunun altında büyüyen zehri bilmez.” Yıllar önce, Gölgeli Kasaba henüz bu kadar suskun değildi. Pazar günleri sokaklardan kahkaha geçer, teneke çaydanlıklar en az bir çiçekle kaynardı.   Ama o yıl, bir aşk büyüdü kasabada. Ve bu aşkın kökü bir gün toprağı zehirleyecekti. Mehmet — halkın “Çökelekçi Mehmet” dediği genç, dürüst ve her sabah aynı türküyle süt taşıyan bir delikanlı.   Filiz — annesi ölmüş, babası hastalıklı bir kız; güzelliği dillere destan, çehresi bir tül gibi.   Ve o üçüncüsü... adı hatırlanmayan, ama yüzü unutulmayan kadındı:   Gargamel burunlu, çirkin suratlı, sessizce sevip gürültüyle lanetleyen kadın. Mehmet ve Filiz önce göz göze geldi.   İkisi de yoksuldu, ikisi de dünyada sadece birbirini seçebilecek kadar çıplak kalmıştı.   Kimi zaman aynı pınardan su taşıdılar. Kimi zaman sessizce ...

İşte serinin genişletilmiş, ayrıntılı özeti! Gölgeler ve Işık: Kehanetin Çocuğu – Sonsuz Döngünün Hikayesi

Gölgeler ve Işık: Kehanetin Çocuğu – Sonsuz Döngünün Hikayesi   Bu destan, bir kadim kehanetin, iyilik ve kötülüğün sonsuz çatışmasının, insan ruhunun umudu ve direnciyle nasıl zafer kazandığını anlatıyor. Yedi kötülük kraliçesi, dünya üzerinde mutlak bir karanlık kurmayı amaçlarken, dört iyilik kraliçesi ve kehanetin ışığını taşıyan bir mucize bebek, bu karanlığın karşısında insanlığın direncini yükseltiyor.   Dünya, yıkımın eşiğindedir.   İnsanlar artık umudu unutmuş, gökyüzü yıldızlarını terk etmiş, savaşlar, acılar ve umutsuzluk topraklara kök salmıştır. Ancak karanlığın büyümesine karşı, kadim tanrıçalar bir seçim yapar—içinde saf ışık taşıyan bir varlık dünyaya gelecek.   Ve o bebek doğduğunda, kötülüğün hükümdarları onun varlığını derhal fark ederler.   Kötülüğün Yedi Kraliçesi: İnsanlığı Sindirmek İçin Gelen Kaos   Bu dünyada, gölgelere hükmeden, karanlığı taşıyan ve umudu yok eden yedi kraliçe vardır. Her biri benzersi...

8 bölüm Gölgeler ve Işık: Sonsuz Döngünün Başlangıcı Son Bölüm: Kötülüğün Mührü ve Kehanetin Sonsuz Uykuya Dalışı

  Son Bölüm: Kötülüğün Mührü ve Kehanetin Sonsuz Uykuya Dalışı   Kasaba, son büyük çatışmadan çıkmıştı.   Umbra Noctis’in sonsuz karanlığı,   Velmoria’nın zihinleri kontrol eden sisleri,   Zyphora’nın ölümcül zehirleri,   Nyxara’nın yıldızsız boşluğu,   Malvera’nın şiddetli fırtınaları,   Morganta’nın yıkıcı alevleri,   Ve Serpenthia’nın aldatıcı illüzyonları,  Liora tarafından alt edilmişti.   Ancak iyilik kraliçeleri bunu kalıcı hale getirmeliydi.   Kötülüğün Mührü İyilik kraliçeleri dünyanın en eski kutsal topraklarına doğru ilerledi.   Kötülük kraliçeleri hapsedilmek üzere burada mühürlenecekti.   Seraphine elini kaldırdı, Elyndra toprakların enerjisini kullanarak mühürü tamamladı, Noctavia gökleri açtı, ve Aurielle son ışığı yayarak bu karanlık varlıkları sonsuza dek durdurdu.   Ve böylece, kötülüğün yedi yüzü, kadim mühürlerin ardına kilitlend...

7 bölüm Gölgeler ve Işık: Serpenthia’nın Aldatmacası Bölüm 7: Gerçek ve Yalan Arasındaki Çizgi

  Bölüm 7: Gerçek ve Yalan Arasındaki Çizgi  Kasaba halkı, Morganta’nın alevlerinden yeni çıkmıştı, ancak şimdi gerçeklik kayboluyordu.   İlk başta herkes her şeyin normal olduğunu düşündü. Ancak saatler geçtikçe bazı şeylerin yanlış olduğunu fark ettiler.   Serpenthia’nın Sessiz Saldırısı  Kasaba halkı zamanın akmadığını fark etti.   Güneş hiç hareket etmiyordu.  Saatler geçtikçe, gökyüzünün rengi değişmedi.   Bir adam, çarşı meydanına yürüdü, ancak adım attığında aynı noktada kaldığını fark etti.   Bir kadın  kapısını açmaya çalıştı, ancak kapı açılmadı—çünkü aslında orada değildi.   Bir çocuk, annesine seslendi, ancak ses çıkmadı.   Serpenthia, gerçeklikten yavaşça anıları silmeye başlamıştı.   "Gerçek, yalnızca benim izin verdiğim kadardır. Siz, hiçbir zaman burada değildiniz!"   Kasaba halkı panikle birbirine bakmaya başladı.   Ancak hiçbir şey net değildi....

5. Gölgeler ve Işık: Malvera’nın Yıkıcı Fırtınası Bölüm 5: Rüzgarın Öfkesi ve Umudun Zaferi

  Bölüm 5: Rüzgarın Öfkesi ve Umudun Zaferi   Kasaba, Nyxara’nın yıldızsız boşluğundan yeni çıkmıştı, ancak şimdi doğa bile karşılarına düşman olmuştu.   İlk başta herkes hava değişimini normal karşıladı. Ancak birkaç saat içinde rüzgarlar kuvvetlenmeye başladı.   Malvera’nın Sessiz Gelişi   Rüzgarlar hızlandı.   Gecenin ilerleyen saatlerinde, kasabanın üzerindeki bulutlar toplanmaya başladı.   Şehir halkı, ilk başta bunu bir yağmur fırtınası sanıyordu.   Ancak rüzgar o kadar güçlüydü ki, evlerin çatılarından parçalar sökülmeye başladı.   İnsanlar panik içinde evlerine kaçtı.   Ancak gök gürültüsü o kadar kuvvetliydi ki, yer bile titriyordu.   Malvera, doğanın öfkesiyle gelmişti.   Benim rüzgarlarım her şeyi yıkacak! Umudunuz, kasırganın içinde kaybolacak!"  Kasabanın Çöküşü İlk önce çarşı meydanı yok oldu.   Sonra sokak lambaları devrildi.   İnsanl...

DOKUZUNCU BÖLÜM: GELECEĞİ BESLEYEN TOPRAK

  DOKUZUNCU BÖLÜM: GELECEĞİ BESLEYEN TOPRAK  Sabah kamp alanı alışılmadık bir sessizliğe uyanmıştı. Son günlerde teknoloji, çevre bilinci, yangınlar ve yasadışı ağaç kesimleri üzerine birçok şey öğrenmişlerdi. Ama bugün, hayatın en temel kaynağı olan tarım ve hayvancılıkla ilgili büyük bir keşfe çıkacaklardı.   Sinem Hanım, çocukları etrafına topladı.   "Bugün sizi çok önemli bir yere götürüyorum. Hepimiz günlük hayatımızda besleniyoruz, gıda tüketiyoruz. Ama bu gıdanın nereden geldiğini ve nasıl üretildiğini gerçekten biliyor muyuz? Şimdi, tarım alanlarını ve hayvancılıkla uğraşan çiftçileri ziyaret edeceğiz."  Çocuklar heyecanlandı. Birçoğu tarımın ne kadar büyük bir rol oynadığını bilmiyordu. Onlar için yiyecekler sadece marketlerden alınıyordu. Ancak doğrudan tarladan sofralara gelen uzun süreç hakkında fazla fikirleri yoktu.   Toprak ve Tarım: Geleceğin Kaynağı  Birkaç saatlik yolculuğun ardından geniş bir tarım alanına ulaştılar. Ö...

. 7.BÖLÜM YEDİNCİ BÖLÜM: OYUNLARLA GELEN DOSTLUK

  7. BÖLÜM YEDİNCİ BÖLÜM: OYUNLARLA GELEN DOSTLUK  Son günler boyunca kamp alanında birçok önemli olay yaşanmıştı. Çocuklar çevre bilinci kazanmış, yangınla mücadele etmiş, yasadışı ağaç kesimine tanıklık etmişti. Tüm bu yaşananlar, onların doğaya ve insanlığın sorumluluklarına dair farkındalıklarını artırmıştı. Ancak bugün, ağır duygular yerine eğlenme zamanıydı.   Sabah Sinem Hanım, çocukları büyük kamp alanında bir araya topladı. Hafif bir gülümsemeyle, onların yüzlerine baktı.   "Son günlerde hepimiz çok şey yaşadık," diye başladı. "Yangınla mücadele ettik, doğayı korumanın ne kadar önemli olduğunu fark ettik, yasadışı ağaç kesimine şahit olduk. Ama şimdi, biraz eğlenmeye ihtiyacımız var! Hepiniz farklı ülkelerden geldiniz ve kendi kültürlerinizde oynanan çok özel oyunlar var. Bugün hepimiz birbirimizin oyunlarını öğrenelim!"  Çocuklar bir anda heyecanlandı. İlk olarak Sofia öne çıktı ve ellerini dizlerine vurdu.   "Brezilya’da en çok oyn...

5. BÖLÜM: YANAN ORMAN VE BÜYÜYEN FARKINDALIK

    5. BÖLÜM: YANAN ORMAN VE BÜYÜYEN FARKINDALIK Sabahın erken saatlerinde kamp alanında hafif bir hareketlilik vardı. Çocuklar, yeni bir keşif yürüyüşü yapmak için hazırlanıyordu. Doğanın güzelliklerini görmek, farklı bitkileri ve hayvanları tanımak istiyorlardı. Ancak bilmedikleri şey, bugün onları büyük bir felaketin beklediğiydi.   Sinem Hanım çocukları gruplara ayırdı ve onları ormanın iç kısımlarına doğru yönlendirdi. Birkaç saat boyunca çocuklar sessizce ağaçların altında yürüdüler. Katana, ağaç gövdelerindeki desenleri incelerken, Yasmin kuş seslerini dinliyordu.   Ancak aniden, Sofia’nın sesi yankılandı:   "Duman! Bir yerlerden duman yükseliyor!"  Çocuklar hızla bulundukları yerden daha açık bir alana çıkınca, ormanın derinliklerinden gelen siyah dumanları fark ettiler. Ağaçların arkasında kırmızı ve turuncu alevler yükseliyor, rüzgârla birlikte daha da büyüyordu.   "Yangın çıkmış!" diye bağırdı Haruto, korkuyla geri a...

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: KENDİNİ BULMAK

   ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: KENDİNİ BULMAK Akşam kamp ateşinin etrafında toplanan çocukların yüzlerinde yorgunluk vardı, ama bu yorgunluk öğrenmenin ve keşfetmenin verdiği tatlı bir huzurdu. Gün boyunca karşılaştıkları zorlukları birlikte aşmışlardı sadece teknik değil, duygusal engeller de vardı.   Sinem Hanım ateşin çıtırtıları arasında çocuklara dönerek sordu:   "Bugün çok şey yaşadık. Şimdi kendinize bir soruyu sormanızı istiyorum: Bugün ne öğrendiniz?"  Sofia, ateşin ışığında ellerini dizlerine koyarak derin bir nefes aldı. "Eskiden her şeyi kendim yapmaya çalışırdım,"  dedi. "Ama bugün, bir sorunu çözmek için başkalarının fikirlerine de ihtiyacım olduğunu fark ettim. Birlikte düşününce daha güçlü oluyoruz." Yanında oturan Emil başını salladı. "Evet, ben de sürekli hızla ilerlemek istiyorum. Ama bazen yavaşlamak ve detaylara bakmak gerekiyor. Bugün bunu öğrendim."   Li, defterini kapatarak gülümsedi. "Bugün ilk kez gerçekten kendimi duyurdum. ...

DÜNYA ÇOCUKLARI KAMPTA

  DÜNYA ÇOCUKLARI KAMPTA  Hafif bir rüzgâr esiyordu. Çocuklar, kamp alanına adım attıklarında birbirlerine kısa bakışlar attı, kimisi meraklı, kimisi biraz çekingen. Dünyanın dört bir yanından gelen bu çocuklar, bir arada nasıl yaşayacaklarını henüz bilmiyorlardı. Ama burada olmalarının bir sebebi vardı: öğrenmek, keşfetmek ve birbirlerini anlamak.  Ben Sinem. Bu kampın rehberi ve çocukların gelişimlerine tanıklık eden kişiyim. Buraya geldiklerinde ilk gözlemlediğim şey, her birinin  çok farklı bir kültürden geldiği, ama aynı merakı taşıdığıydı. Bilimi, doğayı, birbirlerini anlama arzusunu.   Brezilyalı  Sofia, elinde küçük bir not defteriyle etrafına bakarken, Çinli  Li yanına yaklaşarak selam verdi. Ama işler hemen kusursuz gitmedi. Katana, kendi geleneksel selamlaşmasını yapmak istedi, ancak karşısındaki çocuk ne yapacağını bilemedi. Almanya’dan gelen Emil, sadece kısa bir baş selamıyla konuşmayı reddetti. Küçük bir sessizlik oldu.   ...

Bir Masal Başlıyor: Yarın Yeni Serimize Kavuşuyoruz!

  Bir Masal Başlıyor: Yarın Yeni Serimize Kavuşuyoruz!   Sevgili okur, kalplerimizi ısıtacak, hayal gücümüzü harekete geçirecek ve tüm dünya çocuklarını kucaklayan yepyeni bir hikâye serisine başlıyoruz! Bu seride, sadece eğlenceli maceralar değil, aynı zamanda dostluk, cesaret, adalet ve sevgi gibi en değerli kavramları birlikte keşfedeceğiz.   Hangi kıtada, hangi kültürde olursa olsun, her çocuğun kalbinde taşıdığı ortak değerleri ve hayallerini bu hikâyelerde bulacaksınız. Peki, bu serinin kahramanları kimler olacak? Ne tür sürprizler bizi bekliyor?Şimdilik bunları saklı tutuyorum—ama yarın, ilk bölümü okuduğunuzda büyük bir dünyanın kapılarının aralandığını hissedeceksiniz!   Hazır olun, çünkü yarın yeni bir yolculuk başlıyor. Görüşmek üzere!    26.05.2025 Mesime Elif Ünalmış 

Uranüs – Sessizliğin İçindeki Gizemli Dünya

  Uranüs – Sessizliğin İçindeki Gizemli Dünya   Bilge Ruh’un ışıkları çocukları sararken, kendilerini sonsuz bir mavi boşlukta buldular. Havada hafif bir sis dolaşıyor, uzaktaki ışıklar tuhaf bir şekilde dalgalanıyordu. Bir anda gözlerinin önünde buz mavisi Uranüs belirdi—soğuk, sessiz ve göz alıcı bir şekilde farklıydı.   Efe iç çekerek gezegene baktı.  — Burası çok sakin görünüyor... Ama sanki içinde bir sır saklıyor gibi.   Bilge Ruh hafifçe gülümsedi.   — Harika bir gözlem, Efe! Uranüs, Güneş Sistemi’ndeki en sessiz gezegenlerden biridir. Ama bu sessizlik, içinde çok büyük gizemler barındırıyor!   Zeynep şaşkınlıkla parmağını uzattı.   — Ama gezegen neden yan yatmış gibi görünüyor?!   Ali bilimsel yönünü ortaya koyarak açıkladı:   — Çünkü milyarlarca yıl önce devasa bir gök cismi Uranüs’e çarptı! Bu çarpışma ekseni eğdi ve gezegen neredeyse yana yatarak döner hâle geldi.   Murat gözle...

Satürn’ün Halkaları ve Büyük Kriz

  Satürn’ün Halkaları ve Büyük Kriz  Uzay mekiği, büyüleyici halkalarıyla ünlü Satürn’e yaklaşırken, çocuklar heyecanla ekranlara kilitlenmişti. Bu gezegenin devasa halkaları uzayda zarifçe süzülüyordu, ancak kimse onların tam olarak nasıl oluştuğunu bilmiyordu.   Ali: “Burada gerçekten başka bir gezegenden daha farklı bir hava var. Merkür kavurucu sıcaklıktaydı, Venüs ölümcül atmosferiyle bizi korkuttu, Jüpiter ise devasa bir gaz okyanusuydu. Satürn… başka bir şey gibi!”   Sinem: “Astrolojide Satürn disiplin ve sınavları temsil eder. Belki de bu yolculukta bizi zorlayacak bir şeyler olacak.”   Bilge Ruh: “Satürn gerçekten muazzam! Halkaları buz ve kayalardan oluşuyor ve Güneş Sistemi’ndeki en ikonik görüntülerden birine sahip. Ancak gezegenin sırları bunlarla sınırlı değil! Titan ve Enceladus gibi büyüleyici uydular burada saklı…”   Titan ve Enceladus’un Gizemi   Ekip, Satürn’ün uydularına odaklanarak Titan’ın kalın turuncu at...

Venüs’ün Öfkesi ve Kayboluş

  3.BÔLÜM   Venüs’ün Öfkesi ve Kayboluş Çocuklar, uzay mekiğiyle Venüs’ün zorlu atmosferine doğru yol alırken heyecan ve endişe içindeydiler.  Kimileri gezegenin gizemini çözmek için sabırsızlanıyordu, kimileri ise korkularıyla yüzleşmek zorunda kalacağını biliyordu.   Mekiğin içindeki ekranda Venüs’ün yoğun bulutları belirmişti. Bu bulutlar sülfürik asit içeriyordu ve gezegenin yüzeyini görmek neredeyse imkânsızdı. Elif: “Burası hiç de romantik değil! Venüs, aşk ve güzellik gezegeni ama şu manzara çok korkutucu görünüyor.”   Can: “Bence burası ‘Lavlar Gezegen’ olmalı! Her yerde volkanlar ve kızıl kayalar var.”   Ekip iniş için en güvenli bölgeyi arıyordu. Ancak Venüs’te güvenli diye bir şey yoktu — yüksek basınç her şeyi ezebilecek kadar güçlüydü. Uzay mekiğinin özel koruyucu kaplamaları olmasa, içeridekiler  bir kutu içindeki soda gibi sıkışıp kalabilirlerdi!  Sonunda bir noktada iniş yapıldı ve kapılar açıldı. Ancak dışarı çıkmak...

BÖLÜM 1: KAYIP KÜTÜPHANE VE SİHİRLİ YOLCULUK

 BÖLÜM 1: KAYIP KÜTÜPHANE VE SİHİRLİ YOLCULUK   Kasabanın en meraklı öğrencileri olan "9 küçük kâşif", öğretmenlerinin verdiği ödevi büyük bir heyecanla karşılamıştı. Konuları gezegenler ve evren  hakkında araştırma yapıp "bir proje ortaya koymaktı". Fakat bilgiye ulaşmanın oldukça zor olduğu bu kasabada, nereden başlayacaklarını bilmiyorlardı. "Kütüphaneye gitmeliyiz!". dedi Sinem, gözleri parlayarak.   Bir zamanlar kasabanın bilgi yuvası olan "eski kütüphane", yıllardır terk edilmişti. İçeri girdiklerinde örümcek ağları ve tozlar havada dans ediyordu. Tam raflara uzanacaklardı ki, "ortam bir anda karıştı."   BOOM!  Büyük bir ışık parladı ve "Bilge Ruh" ortaya çıktı!   "Meraklı çocuklar, hoş geldiniz! " dedi yaşlı ama neşeli bir sesle.  "Uzay hakkında bilgi mi istiyorsunuz? O halde sizi bir yolculuğa çıkarmalıyım!"  Çocuklar birbirlerine korku dolu gözlerle baktı. Ama bu ruh "fazlasıyla dostça" g...

Merhaba sevgili dostlar!

  Merhaba sevgili dostlar!  Bugün kısa bir mola veriyorum, ama merak etmeyin! Yarın sizleri yepyeni, dopdolu ve heyecan verici bir öykü serisiyle buluşturacağım!  "Çocuklar için eğitici ve eğlenceli hikayeler" bu sayfada olacak. Hayallerini korumaları, dünyaya umutla bakabilmeleri ve kendilerini keşfetmeleri için onlara ilham vermek istiyorum. Çünkü umut, her yeni güne merakla uyanmak ve yaşama tutunmanın sanatıdır.   Yeni serimizin ilk bölümü yarın sizlerle! Öykülerde keşif, macera ve öğrenme dolu anlar olacak. Çocuklarımızın hayal dünyasına ışık tutacak bu yolculuğa hep birlikte çıkacağız.   Takipte kalın! Çünkü yarın, bambaşka bir maceranın kapılarını aralayacağız!   Sevgiyle ve umutla kalın!  16.05.2025 Mesime Elif Ünalmış 

MAHSUM MELEKLER

  Mahsum  Melekler   Can henüz ana sınıfına yeni başlamıştı. Sabahın erken saatlerinde kalkmak zor olsa da okul telaşından şikayet etmek aklına bile gelmezdi. Annesi Melis Hanım ise ev, iş ve okul arasında mekik dokuyordu. Can ana sınıfını çok sevmişti; yeni arkadaşlar tanımak onun hoşuna gitmişti. Arkadaşlarıyla bol bol oynuyor, çeşitli etkinlikler yapıyorlardı. Öğretmeni Şahika Hanım, küçük afacanlarla bazen resim çizdirir, bazen şarkılar öğretirdi. Birçok etkinliği birlikte yaparlardı.   Şahika Öğretmen minik afacanlara bir ödev verdi. Herkesin kendi hikayesini yazmasını istemişti. Afacanlar, bunu nasıl yapacaklarını bilemediklerini söyleyince, Şahika Öğretmen ailelerinden yardım alabileceklerini belirtti. Bunun üzerine çocuklar, heyecanla aileleriyle nasıl bir hikaye yazacaklarını düşündüler. Can, bu konuda biraz daha şanslıydı. Annesi Melis Hanım iyi bir hikaye anlatıcısıydı. Can, akşam yatmadan önce annesinin anlattığı hikayeleri dinlerdi. Ertesi gün,...

Anne, Kuş Masalını Anlatır Mısın?

  Anne, Kuş Masalını Anlatır Mısın? Can konuşmaya başlamıştı. Tatlı dilli, meraklı bir çocuktu. Annesiyle uzun uzun sohbet etmeyi çok seviyordu. Yine bir gün, Melis Hanım oğlunu uyutmaya çalışıyordu. Ancak Can uyumamakta kararlıydı. Uyumayı hiç sevmiyordu. Melis Hanım ninniler söyledi, onu ayaklarında salladı, türlü yollar denedi ama Can gözlerini kapatmadı. Sonunda, onu yanına yatırıp gülümseyerek seslendi: "Sana bir masal anlatacağım." İki yaşındaki Can, kafasını usulca sallayarak onayladı. Annesi, ninni gibi tatlı bir sesle anlatmaya başladı: Bir varmış, bir yokmuş… Ormanın derinliklerinde minik bir kuş yaşarmış. Minik kuşun babası uzak diyarlara gitmiş, annesiyle baş başa kalmış. Anne kuş her gün yiyecek aramaya çıkarmış. Bir gün ormanda süzülerek uçmuş ve bir dalın üzerine konmuş. O sırada bir çiftçinin toprağı bellediğini fark etmiş.  *"Burada güzel yiyecekler bulabilirim,"* diye düşünmüş. Hemen toprağı eşelemiş ve büyük bir solucan bulmuş. Gagasıyla solucanı ...

Ünlü Ağaçlar Cennette🌿✨

  Ünlü Ağaçlar Cennette🌿✨ Sabahın ilk ışıkları Elmas Hanım'ın evinin penceresinden nazikçe süzülürken, Doğaç uyandı. Henüz yatağında gözlerini tavana dikmiş halde, babasının  yanan ahırda trajik bir şekilde hayata veda ettiğini hatırladı. Bu anılar her zaman içini acıtsa da, annesinin fark etmesini istemedi. Genç yaşına rağmen sorumluluk duygusuyla hareket eden Doğaç, lavaboya doğru ilerledi. Annesi Elmas Hanım ona sesleniyordu: “Doğaç, hadi kalk, işimiz var!”  Doğaç yalnızca 13 yaşındaydı ama olgun ve sessiz bir yapıya sahipti. Zayıf ve uzun boyluydu; ince yüz hatlarını masmavi gözleri tamamlıyordu. Bu gözler merhametle doluydu, tıpkı babası İhsan Efendi gibi. Babasının vefatından sonra, Elmas Hanım ile baş başa kalmışlardı. Doğaç, sadece ev işlerinde değil, okulda da başarılıydı. Kitaplara olan sevgisi büyüktü ve bu alışkanlığını emekli öğretmen olan annesinden almıştı. Elmas Hanım, eşi İhsan Efendi'nin ısrarı üzerine şehir hayatını bırakıp köyde yaşamaya başlamıştı. Ş...