✨ Karınca Krallığında Kaybolan Çocuk
Can, karıncaların dünyasına her zaman büyük bir merak duyardı. Babasıyla pikniğe gittikleri bir gün, gözleri yine küçücük işçi karıncalara takıldı. "Nasıl olur da bir kırıntı için kilometrelerce yol yürürler?" diye düşünürken, birden garip bir ışık belirdi. Gözleri kamaştı ve aniden etrafında her şey devleşti. Hayır, aslında o küçülmüştü!
Etrafına bakındığında kendisini bir karınca kolonisinin ortasında buldu. Devasa karıncalar ona hayretle bakarken içlerinden biri öne çıktı. Kollarını—ya da bacaklarını—kavuşturarak, Can’ı süzdü. "Sen de nesin? Çok büyükken minicik mi oldun? Ama yine de bizden büyük duruyorsun! Ve neden üzerindeki kıyafetler sana çadır gibi görünüyor?" diye sordu.
Can şaşkınlıkla ne diyeceğini bilemezken başka bir işçi karınca yanına gelip, "Bizi anlamıyorsan sorun değil, biz genelde insanlar gibi konuşmayız. Ama sen oldukça garip görünüyorsun, o yüzden seni depoya kaldırmayı düşünüyoruz. Yoksa sen bir dev pirinç tanesi misin?" diye ekledi.
Can kahkahalar içinde, "Beni depoya koyarsanız, muhtemelen tarihte kaçan ilk pirinç tanesi olurum! Ama tamam, burada olduğuma göre size yardım edebilirim." dedi.
Karıncalar ona yuvalarını gezdirdiler. Devasa galeriler, tüneller, gizli geçitler… Kraliçe Karınca’nın sarayı ihtişamla yükselirken işçi karıncalar hummalı bir şekilde çalışıyordu. Fakat tam her şey yolunda gidiyor derken, birden yuva sarsıldı. Yakındaki su birikintisi taşmaya başlamıştı! Karıncalar panik içinde bağırıyordu: "AHH! YÜZMEYİ BİLMİYORUZ!" Can suyun hızla içeri sızdığını fark etti. Küçücük olduğu için devasa engelleri kaldıramazdı, ama bir şey fark etti: İş birliği yaparlarsa bu felaketi önleyebilirlerdi!
Karıncaların lideri ona dönüp, "Biz birbirimize güvenerek her sorunun üstesinden gelebiliriz!" dedi. Karıncalar hızla çalışarak suyu yönlendirdiler, tünelleri kapattılar ve koloniyi güvenli hale getirdiler. Can bir kez daha dayanışmanın gücünü görmüştü.
Her şey normale döndüğünde karıncalar ona koloninin en büyük sırrından bahsettiler: Efsanevi Bilge Karınca! O, tüm karıncalara yol gösteren ve koloniyi yıllardır koruyan bir bilgeydi. Can büyük bir heyecanla Bilge Karınca’yı bulmak için yola çıktı. Tünelleri geçti, sinirli hamamböceklerinden kaçtı, hatta bir arı saldırısına uğramamak için zekice bir plan yaptı! Sonunda, yuvarlak bir odanın derinliklerinde yaşlı bir karıncayla karşılaştı.
Bilge Karınca ona gözlerini kıstı ve "Bilgi en değerli hazinedir. Merakın olduğu sürece yeni dünyalar keşfedebilirsin. Ama eğer bir gün insan olarak geri dönersen, bize biraz daha büyük kırıntılar bırak. Şu ekmek parçaları çok küçük oluyor!" dedi.
Can kahkaha atarak gülümsedi. Tam o anda büyülü ışık tekrar etrafını sardı. Gözlerini kırpıştırıp açtığında babasının endişeli yüzüyle karşılaştı. "Neredeydin?! Seni aradım!" diye seslendi babası.
Can hafifçe gülümsedi, etrafına baktı ve "Baba… Karıncaların dünyası sandığımdan çok daha büyükmüş. Ve evet, onlara daha büyük kırıntılar bırakmalıyız!" diye cevap verdi.
Babasının şaşkın bakışları arasında, Can zihninde yaşadığı fantastik macerayı bir sır gibi sakladı. Ama kim bilir? Belki bir gün tekrar Karınca Krallığı’na yolculuk edecekti.
08.05.2025
Mesime Elif Ünalmış
Yorumlar
Yorum Gönder
Merhaba sevgili okuyucular, paylaştığım hikayeler ve yazılar hakkındaki düşüncelerinizi çok merak ediyorum! Yorumlarınız benim için çok değerli. Lütfen görüşlerinizi ve önerilerinizi paylaşmaktan çekinmeyin. Hep birlikte daha güzel bir topluluk oluşturalım! ✍️