Ana içeriğe atla

Kayıtlar

toplumsal olaylar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

5. Gölgeler ve Işık: Malvera’nın Yıkıcı Fırtınası Bölüm 5: Rüzgarın Öfkesi ve Umudun Zaferi

  Bölüm 5: Rüzgarın Öfkesi ve Umudun Zaferi   Kasaba, Nyxara’nın yıldızsız boşluğundan yeni çıkmıştı, ancak şimdi doğa bile karşılarına düşman olmuştu.   İlk başta herkes hava değişimini normal karşıladı. Ancak birkaç saat içinde rüzgarlar kuvvetlenmeye başladı.   Malvera’nın Sessiz Gelişi   Rüzgarlar hızlandı.   Gecenin ilerleyen saatlerinde, kasabanın üzerindeki bulutlar toplanmaya başladı.   Şehir halkı, ilk başta bunu bir yağmur fırtınası sanıyordu.   Ancak rüzgar o kadar güçlüydü ki, evlerin çatılarından parçalar sökülmeye başladı.   İnsanlar panik içinde evlerine kaçtı.   Ancak gök gürültüsü o kadar kuvvetliydi ki, yer bile titriyordu.   Malvera, doğanın öfkesiyle gelmişti.   Benim rüzgarlarım her şeyi yıkacak! Umudunuz, kasırganın içinde kaybolacak!"  Kasabanın Çöküşü İlk önce çarşı meydanı yok oldu.   Sonra sokak lambaları devrildi.   İnsanl...

ÔZET Gölgeler ve Işık: Karanlığın İlk Fısıltısı Serisi Karanlığın Fısıltısı

  ÔZET Gölgeler ve Işık: Karanlığın İlk Fısıltısı  Serisi  Karanlığın Fısıltısı Dünya, sanki kadim efsanelerin tozlu sayfalarında unuttulmuş bir masalın ortasında donmuş gibiydi. Gökyüzü, eskiden umut taşırdı; şimdi ise yıldızların titrek hatıralarını barındıran koyu bir perdeydi. Her köşesi acının ve unutulmuş hayallerin göründüğü bu alemde, insanlar kalplerindeki umut ışığını yavaş yavaş yitirirken, sessizlik ağır bir yargı misali etrafta dolaşıyordu. Rüzgar, eski zamanlardan günümüze kalan fısıltıları taşıyor, sokaklarda adeta ölümsüz bir hüznün ezgileri çalıyordu. İşte tam bu karanlık zamanın en derin noktasında, varlığın en gizli köşelerinden birinde, bir mucize filizlenmek üzereydi... Kasabanın köhne taş evlerinden birinde, hafifçe çatlamış duvarların ardında, yılların ezgilerini ve unutulmuş sevinçleri içinde barındıran bir yaşam sürüyordu. Ev halkı, eskiden acıların gölgesinde kaybolmuş olsa da, şimdi yeni bir başlangıca dair bilinmeyen umut kıvılcımlarını sezmişt...

Kadın: Toplumun Olmazsa Olmazı

 Kadın: Toplumun Olmazsa Olmazı  Kadın; zerafeti, duruşu ve aklıyla toplumu biçimlendiren, varlığıyla dünyaya anlam katan bir değerdir. Doğa gibi, ona gereken önem verildikçe büyür, gelişir ve toplumu güzelleştirir. Kadın, yalnızca bir birey değil; aynı zamanda toplumun temel taşıdır. Ancak tarih boyunca birçok toplumda kadın gereken değeri görmemiş, pasifleştirilmeye çalışılmıştır.   Tarihsel süreç incelendiğinde, Batı toplumları henüz medeniyetin temellerini atarken kadınlara yönelik şiddet ve ayrımcılık yaygın bir durumdu. Türkler ise, özellikle Selçuklular döneminde kadınlara yüksek bir değer vermiş, onları siyasette ve yönetimde söz sahibi kılmıştır. Kadının sosyal ve siyasi hayattaki konumu güçlüydü. Ancak, İslamiyet'in yayılmasıyla birlikte bazı bölgelerde Arap kültürünün etkisiyle kadının toplumdaki yerinde gerilemeler yaşandı. Ne yazık ki, bazı topluluklar kadını pasifleştirmek için sistematik baskılar uyguladı, onu eğitimden, ekonomik özgürlükten ve temel h...

Mars – Yaşamın İzleri ve İnsanlığın Geleceği

  Mars – Yaşamın İzleri ve İnsanlığın Geleceği  Bilge Ruh’un ışıkları çocukları sarmalarken, bir anda çevrelerinde kızıl bir toz bulutu belirdi. Rüzgarın uğultusu, uzayın sonsuz sessizliğini delip geçiyordu. Mars’a varmışlardı. Ela titreyerek kollarını kendine sardı.   — Burada hava çok garip... Sanki hiç nefes alamayacakmışım gibi.   Bilge Ruh yavaşça çocuklara döndü.   — Mars, atmosferi çok ince olduğu için  Dünya gibi nefes almak mümkün değil. Burada oksijen seviyesi çok düşük. Eğer buraya insan yerleşimi olursa, hava üretme sistemleri geliştirmek gerekecek.   Efe toprak üzerine eğildi ve bir avuç kızıl kum aldı.   — Bu toprak neden kırmızı?   Ali bilimsel yönünü konuşturarak cevap verdi.   — Mars’ın yüzeyinde  yüksek miktarda demir oksit  var, yani burası aslında  paslanmış bir dünya gibi!   Tam o anda Deniz büyük bir kayaya yaslandı ve derin bir nefes aldı.  — Burada y...

ÇARESİZLİK VE İRADENİN GÜCÜ

  ÇARESİZLİK VE İRADENİN GÜCÜ Çaresizlik, insanın hayatında karşılaştığı zor anlarda hissedilen bir duygu durumudur. Bu duygu, kontrolü kaybettiğimizi düşündüğümüz anlarda ortaya çıkar. Ancak bu noktada devreye irade girer. İrade, insanın zor zamanlarda çözüm bulma ve mücadele etme gücüdür. Çaresizliği aşmanın en büyük anahtarı, içimizdeki bu gücü keşfetmektir. Çaresizlik Nedir? Hayatta bazen zorluklarla karşılaşırız. İş, sağlık veya ilişkiler gibi konularda her şey yolunda gitmeyebilir. Çaresizlik, bu zorluklara karşı elimizden bir şey gelmediğini düşündüğümüzde ortaya çıkar. Ancak her zaman kontrol edemediğimiz şeyler olsa da, bazı durumlarla başa çıkabilmek için hala yapabileceğimiz şeyler vardır. Çaresizlik, bizi pes etmeye zorlarken; irade, yeniden denemeye cesaret verir. İradenin Önemi İrade, insanın kararlılığını ve mücadele gücünü temsil eder. Kötü durumlarla karşılaştığımızda irademizi kullanarak yeni yollar bulabiliriz. Örneğin, bir hedefe ulaşmak için çaba göstermek...

YAŞLILIK NEDİR?

  YAŞLILIK NEDİR? Tenin düzgün, kalbin buruşuk olmasıdır. Gözleri açık, ancak gözbebeğini yitirmesidir. Yüzün güler, kalbin ağlamasıdır. Çicek gibi toprakta bile solgun olmasıdır.   Tertemiz havada bile nefes alamamasıdır. Bacaklarının sağlam, ancak yürüyememesidir. Gönlünün zengin, fakat işe yarayamamasıdır. Belki de sevecen ve konuşkan, Fakat geveze diye nitelendirilmesidir.   Belki de az yürüyen, ancak çabuk yorulan insandır. Belki de kanadı kırık , bir kuş misali Belki de ölüm ve yaşam arasında, Denge kurmaya çalışandır.   03.03.2025   Mesime Elif ÜNŞ. .03.2023

HASTALARI PÜSKÜRTÜN

  HASTALARI PÜSKÜRTÜN Kim suçlu? Şule Hanım diş sorunu yaşıyordu. Pandemiden önce kendisine takılan diş protezi onu oldukça rahatsız etmişti. Ertesi gün hastaneye gitti. Ancak pandemi yasaklarıyla karşılaşınca tedavisi yarım kaldı. İki yıl boyunca kötü olan protezi, çeşitli zorluklara rağmen kullanmaya mecbur kaldı. Hastaneye her gittiğinde işlem yapılmıyordu. Doktoru sürekli filyasyon ekibiyle dışarıda çalışıyor, başka doktorlar da bakmıyordu. Sistem, hastayı dört yıl boyunca o doktora mecbur bırakıyordu. Ya da özel doktora giderek, ciddi bir para karşılığında tedavisini yaptırabiliyordu. Şule Hanım, iki yılın sonunda doktorunu yakalayabilmişti. Ancak bu defa da hastane teknisyenleri değişmişti. Her yıl sözleşme yenileniyor, yenilendiği için de eski protezcinin işini yapmak istemiyorlardı. Pandemi yasakları kalkınca, Şule Hanım protezini çıkartmak istediğini söyledi. Doktoru, teknisyenlerden memnun olmadığını, daha iyisini bekleme diyerek hastasını ikna etmeye çalışıyordu. Ancak...

SPRAY THE PATIENTS

  SPRAY THE PATIENTS Who is to blame? Şule Hanım had a dental problem. The denture she had before the pandemic had bothered her a lot. She went to the hospital the next day. However, her treatment was cut short when she was faced with pandemic restrictions. She was forced to use the bad denture for two years despite various difficulties. Every time she went to the hospital, no action was taken. Her doctor was constantly working outside with the contact tracing team, and other doctors were not looking. The system forced the patient to go to that doctor for four years. Or, she could go to a private doctor and get her treatment for a significant amount of money. Şule Hanım was able to catch her doctor after two years. However, this time, the hospital technicians had changed. The contract was renewed every year, and since it was renewed, they did not want to do the old prosthetist's job. When the pandemic restrictions were lifted, Şule Hanım said she wanted to remove her prosthesis. ...

KADIN

  KADIN Kadın, güzelliğiyle, zarafetiyle, duruşuyla göz dolduran bir varlıktır. Doğa gibidir; ona baktıkça büyür, çoğalır, güzelleşir. Mutluluktur, huzurdur, candır, emektir. Ancak kadınlar dünyanın birçok yerinde gereken değeri ve önemi görmemiştir. Batı henüz medenileşmediği dönemlerde kadın her türlü şiddete maruz kalmıştır. Selçuklular döneminde ve öncesinde Türkler kadına önemsemiş, dolayısıyla toplum yönetiminde çoğu zaman söz sahibi olmuş ve siyasetin çeşitli alanlarında önemli başarılar elde etmiştir. Selçuklulardan sonra İslamiyet'in kabulü ve Arap kültürünün örnek alınması ile kadının erkeğin karşısındaki statüsü yani eş olması, kız çocuğu olması, anne olması belli zihniyetleri rahatsız etmiştir. Kadını pasifleştirmek için her türlü çabayı sarf etmişlerdir. Bu ilkel zihniyetler karşısında baskılar uygulanmış ve kadın her türlü şiddete maruz kalmıştır. Zamanla kadın iyice pasifleştirilmiştir. Bedensel gelişen toplumlar ise kadına gereken önemi vermiştir. Bugünün Türkiye...

ÖFKELİ GENÇLER

  ÖFKELİ GENÇLER Belki de en büyük sıkıntıyı çekenler onlardır; ebeveynleriyle diyalogları her geçen gün azalan gençler. Biz de onları anlamakta zorlanıyoruz ve suçlayıcı tavırlar sergileyerek onları kendimizden uzaklaştırıyoruz. Şu zamanı baz aldığımızda, bizler çocuklarımızın olgunlaşmasına fırsat vermiyoruz. Onlara gereken sorumluluğu vermiyoruz. Çocuk doğduktan itibaren, fazla hassas davranarak bireyi kendimize bağlı kılıyoruz. Biz olmazsak, onlar hiçbir şey yapamaz algısı yaratıyoruz. Oysa çocuk her evreyi yaşaması gerekiyor. Susamadan su veriyoruz, acıkmadan yemesi için zorluyoruz. Üşümediğini söylese dahi "yok giymelisin" diyoruz. "Hasta olursun" diyerek baskı yapıyoruz. Çocuk neye ihtiyacı olduğunu öğrenmeden büyüyor. Çocuk merakla soru sorduğunda, onu azarlayarak sorularına yanıt vermiyoruz. Çocuk gereksinimlerinin bilincine varmadan, her şeyi büyüklerin yapacağına inanarak büyüyor. Zaman geçtikçe çocuk büyür, ergenlik çağına geldiğinde bu defa en büyük h...

BİR TOPLUMUN KADERİ

  BİR TOPLUMUN KADERİ Bir toplumun kaderi, bir kişinin iki dudağı arasından çıkan emirlerle tuzaklanan yaşamlarla heba olmamalı. Ah benim güzel ülkemin güzel insanları! Başına gelen her olayı kadere bağlayan zihniyetin yönetiminde yaşam savaşı verirken, bir yandan da bunun kader olduğuna inanan insan sayısını çoğaltıyorlar. Hedefleri, cehaletten nam alan topluluklar sadece günü kurtarmanın derdine düşmüşler. Varlıklarını güç koltuklarında buldukları süre içindir bütün vaatleri. Gelecek yüz yıl için projeleri yok. Toplumun daha sağlıklı, daha güvenli, daha eğitimli bir dünyada söz sahibi olacak, fikirlerini daha özgür ifade edecek gençlerimiz ve geleceğimizi inşa edecek, aklı hür, fikri hür zihniyetlerin oluşmasına asla izin vermeyeceklerdir. Ne yazık ki, bütün değer yargılarımızı altüst edecek, o sıcak koltuklardan ayrılmamak için her türlü kötülüğü yapmaktan vazgeçmeyeceklerdir. Ancak toplum, bu zihniyetin her defasında yeniden kişisel çıkarlarını gözetmeksizin bu yapıya karşı ç...