Ana içeriğe atla

Kayıtlar

bilinç etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

İşte serinin genişletilmiş, ayrıntılı özeti! Gölgeler ve Işık: Kehanetin Çocuğu – Sonsuz Döngünün Hikayesi

Gölgeler ve Işık: Kehanetin Çocuğu – Sonsuz Döngünün Hikayesi   Bu destan, bir kadim kehanetin, iyilik ve kötülüğün sonsuz çatışmasının, insan ruhunun umudu ve direnciyle nasıl zafer kazandığını anlatıyor. Yedi kötülük kraliçesi, dünya üzerinde mutlak bir karanlık kurmayı amaçlarken, dört iyilik kraliçesi ve kehanetin ışığını taşıyan bir mucize bebek, bu karanlığın karşısında insanlığın direncini yükseltiyor.   Dünya, yıkımın eşiğindedir.   İnsanlar artık umudu unutmuş, gökyüzü yıldızlarını terk etmiş, savaşlar, acılar ve umutsuzluk topraklara kök salmıştır. Ancak karanlığın büyümesine karşı, kadim tanrıçalar bir seçim yapar—içinde saf ışık taşıyan bir varlık dünyaya gelecek.   Ve o bebek doğduğunda, kötülüğün hükümdarları onun varlığını derhal fark ederler.   Kötülüğün Yedi Kraliçesi: İnsanlığı Sindirmek İçin Gelen Kaos   Bu dünyada, gölgelere hükmeden, karanlığı taşıyan ve umudu yok eden yedi kraliçe vardır. Her biri benzersi...

Gölgeler ve Işık: Morganta’nın Alevleri Bölüm 6: Ateşin Öfkesi ve Umudun Zaferi

  Bölüm 5: Rüzgarın Öfkesi ve Umudun Zaferi   Kasaba, Nyxara’nın yıldızsız boşluğundan yeni çıkmıştı, ancak şimdi doğa bile karşılarına düşman olmuştu.   İlk başta herkes hava değişimini normal karşıladı. Ancak birkaç saat içinde rüzgarlar kuvvetlenmeye başladı.   Malvera’nın Sessiz Gelişi   Rüzgarlar hızlandı.   Gecenin ilerleyen saatlerinde, kasabanın üzerindeki bulutlar toplanmaya başladı.   Şehir halkı, ilk başta bunu bir yağmur fırtınası sanıyordu.   Ancak rüzgar o kadar güçlüydü ki, evlerin çatılarından parçalar sökülmeye başladı.   İnsanlar panik içinde evlerine kaçtı.   Ancak gök gürültüsü o kadar kuvvetliydi ki, yer bile titriyordu.   Malvera, doğanın öfkesiyle gelmişti.   Benim rüzgarlarım her şeyi yıkacak! Umudunuz, kasırganın içinde kaybolacak!"  Kasabanın Çöküşü İlk önce çarşı meydanı yok oldu.   Sonra sokak lambaları devrildi.   İnsanl...

7 bölüm Gölgeler ve Işık: Serpenthia’nın Aldatmacası Bölüm 7: Gerçek ve Yalan Arasındaki Çizgi

  Bölüm 7: Gerçek ve Yalan Arasındaki Çizgi  Kasaba halkı, Morganta’nın alevlerinden yeni çıkmıştı, ancak şimdi gerçeklik kayboluyordu.   İlk başta herkes her şeyin normal olduğunu düşündü. Ancak saatler geçtikçe bazı şeylerin yanlış olduğunu fark ettiler.   Serpenthia’nın Sessiz Saldırısı  Kasaba halkı zamanın akmadığını fark etti.   Güneş hiç hareket etmiyordu.  Saatler geçtikçe, gökyüzünün rengi değişmedi.   Bir adam, çarşı meydanına yürüdü, ancak adım attığında aynı noktada kaldığını fark etti.   Bir kadın  kapısını açmaya çalıştı, ancak kapı açılmadı—çünkü aslında orada değildi.   Bir çocuk, annesine seslendi, ancak ses çıkmadı.   Serpenthia, gerçeklikten yavaşça anıları silmeye başlamıştı.   "Gerçek, yalnızca benim izin verdiğim kadardır. Siz, hiçbir zaman burada değildiniz!"   Kasaba halkı panikle birbirine bakmaya başladı.   Ancak hiçbir şey net değildi....

İKİNCİ BÖLÜM: Gölgeler ve Işık: Velmoria’nın Zihinsel Çıkmazı Karanlık Akıl Oyunu

  Gölgeler ve Işık: Velmoria’nın Zihinsel Çıkmazı   Karanlık Akıl Oyunu   Kasaba, Umbra Noctis’in gölgelerinin bıraktığı derin izlerden henüz kurtulamamıştı. İnsanlar, karanlığın ağır örtüsü altında yaşamaya çalışıyordu. Ancak gerçek savaş henüz başlamamıştı. Çünkü bu sefer, düşman sadece bir gölge değil, akılların en derinlerinde gezinen bir sis olacaktı. Kasabanın dar sokaklarında, eski taş duvarlara işlenmiş yazılar gibi, unutulmuş bir korkunun yankıları dolaşıyordu. İnsanlar, neden burada olduklarını sorgulamaya başlamıştı. Bazıları sabaha gözlerini açtığında, kendi isimlerini hatırlamıyor, bazıları sevdiklerini unutuyor, geçmişin gerçeklikten silindiğini hissediyordu.   Bu, Velmoria’nın varlığının ilk işaretiydi.   Velmoria’nın Sessiz İllüzyonu Kasabanın gökyüzü, belirsiz bir sisle örtüldü. Sanki yıldızların ışığı sönmüş, dünya yalnızca düşüncelerle dolu soyut bir boşluğa dönüşmüştü.   Bir gece kimse kabus görmedi. Çünkü herkes...

DOKUZUNCU BÖLÜM: GELECEĞİ BESLEYEN TOPRAK

  DOKUZUNCU BÖLÜM: GELECEĞİ BESLEYEN TOPRAK  Sabah kamp alanı alışılmadık bir sessizliğe uyanmıştı. Son günlerde teknoloji, çevre bilinci, yangınlar ve yasadışı ağaç kesimleri üzerine birçok şey öğrenmişlerdi. Ama bugün, hayatın en temel kaynağı olan tarım ve hayvancılıkla ilgili büyük bir keşfe çıkacaklardı.   Sinem Hanım, çocukları etrafına topladı.   "Bugün sizi çok önemli bir yere götürüyorum. Hepimiz günlük hayatımızda besleniyoruz, gıda tüketiyoruz. Ama bu gıdanın nereden geldiğini ve nasıl üretildiğini gerçekten biliyor muyuz? Şimdi, tarım alanlarını ve hayvancılıkla uğraşan çiftçileri ziyaret edeceğiz."  Çocuklar heyecanlandı. Birçoğu tarımın ne kadar büyük bir rol oynadığını bilmiyordu. Onlar için yiyecekler sadece marketlerden alınıyordu. Ancak doğrudan tarladan sofralara gelen uzun süreç hakkında fazla fikirleri yoktu.   Toprak ve Tarım: Geleceğin Kaynağı  Birkaç saatlik yolculuğun ardından geniş bir tarım alanına ulaştılar. Ö...

Dünya Son Büyük Adım

  Dünya    Son Büyük Adım   Hava yavaşça kararmaya başlarken, çocuklar kütüphanenin içinde bir araya gelmişti. Kitapların kokusu, ahşap rafların sessizliği ve geçmişten gelen sayfaların hafifçe hışırtısı… Burada, bilginin gücü hissediliyordu.   Ali masasının önünde durmuş, gözlerini defterine dikmişti. O artık sıradan bir çocuk değildi. Liderdi. Ve bu yolculuk ona, bilimle dolu bir dünyanın kapılarını açmıştı.   — "Dünya bizim evimiz. Onu koruyamazsak, başka bir yerimiz yok."   Deniz başını sallayarak masaya yaslandı.   — "Mars’a gittik ve suyun izlerini gördük. Ama artık yoktu. Eğer Dünya’da suyu korumazsak, biz de aynı kaderi yaşayacağız!"   Sinem heyecanla ekledi:   — "Bu yüzden su kaynaklarını koruma projemizi hayata geçirmeliyiz! Nehirleri temizleyeceğiz, su tasarrufu eğitimi vereceğiz!"   Ela elini kaldırarak devam etti.   — "Atmosfer… Mars’ta zayıftı. Eğer Dünya’daki karbon sa...

Venüs’ün Öfkesi ve Kayboluş

  3.BÔLÜM   Venüs’ün Öfkesi ve Kayboluş Çocuklar, uzay mekiğiyle Venüs’ün zorlu atmosferine doğru yol alırken heyecan ve endişe içindeydiler.  Kimileri gezegenin gizemini çözmek için sabırsızlanıyordu, kimileri ise korkularıyla yüzleşmek zorunda kalacağını biliyordu.   Mekiğin içindeki ekranda Venüs’ün yoğun bulutları belirmişti. Bu bulutlar sülfürik asit içeriyordu ve gezegenin yüzeyini görmek neredeyse imkânsızdı. Elif: “Burası hiç de romantik değil! Venüs, aşk ve güzellik gezegeni ama şu manzara çok korkutucu görünüyor.”   Can: “Bence burası ‘Lavlar Gezegen’ olmalı! Her yerde volkanlar ve kızıl kayalar var.”   Ekip iniş için en güvenli bölgeyi arıyordu. Ancak Venüs’te güvenli diye bir şey yoktu — yüksek basınç her şeyi ezebilecek kadar güçlüydü. Uzay mekiğinin özel koruyucu kaplamaları olmasa, içeridekiler  bir kutu içindeki soda gibi sıkışıp kalabilirlerdi!  Sonunda bir noktada iniş yapıldı ve kapılar açıldı. Ancak dışarı çıkmak...

Gölgeler ve Işık: Malvera’nın Yıkıcı Fırtınası Bölüm 5: Rüzgarın Öfkesi ve Umudun Zaferi

  Bölüm 5: Rüzgarın Öfkesi ve Umudun Zaferi   Kasaba, Nyxara’nın yıldızsız boşluğundan yeni çıkmıştı, ancak şimdi doğa bile karşılarına düşman olmuştu.   İlk başta herkes hava değişimini normal karşıladı. Ancak birkaç saat içinde rüzgarlar kuvvetlenmeye başladı.   Malvera’nın Sessiz Gelişi   Rüzgarlar hızlandı.   Gecenin ilerleyen saatlerinde, kasabanın üzerindeki bulutlar toplanmaya başladı.   Şehir halkı, ilk başta bunu bir yağmur fırtınası sanıyordu.   Ancak rüzgar o kadar güçlüydü ki, evlerin çatılarından parçalar sökülmeye başladı.   İnsanlar panik içinde evlerine kaçtı.   Ancak gök gürültüsü o kadar kuvvetliydi ki, yer bile titriyordu.   Malvera, doğanın öfkesiyle gelmişti.   Benim rüzgarlarım her şeyi yıkacak! Umudunuz, kasırganın içinde kaybolacak!"  Kasabanın Çöküşü İlk önce çarşı meydanı yok oldu.   Sonra sokak lambaları devrildi.   İnsanl...

Başarı Albümü

  Başarı Albümü Evde en önemli konu her zaman okumaktı. Annem ve babam, “Okuyun! Ne olursa olsun okuyun!” diye sıkça yinelerdi. Babamın bir sözü hâlâ kulaklarımda yankılanırdı: “Yerde bir kâğıt parçası dahi görseniz alın okuyun, mutlaka öğrenecek bir şey bulursunuz.” İşte bu sözler, bizlerin zihnine kazınmış bir öğüt gibiydi. Hepimiz elimizden geleni yapıyorduk, ama kardeşim Nazlı, aramızda en parlak olanımızdı. Saçları sarı, gözleri ışıl ışıl parlayan Nazlı’ya herkes ayrı bir sevgiyle bakardı.  Nazlı’nın, dayımın kızına olan benzerliği hayret vericiydi. İkisi de zarif, neşeli ve öğrenmeye aç birer genç kızdı. Dayımın kızı İstanbul’da öğretmen okulunda okuyordu. Kendi kızını az gördüğü için, dayım kardeşim Nazlı’ya bir baba yakınlığıyla bağlanmıştı. Haftasonu köyümüze geldiği bir gün, annemle Nazlı hakkında konuştuklarına istemeden kulak misafiri oldum. Dayım, “Nazlı’yı yanıma alayım. Bizim oradaki okullar daha iyi. Hem benim çalıştığım okulda olursa ona göz kulak olurum. Ders...

ÇARESİZLİK VE İRADENİN GÜCÜ

  ÇARESİZLİK VE İRADENİN GÜCÜ Çaresizlik, insanın hayatında karşılaştığı zor anlarda hissedilen bir duygu durumudur. Bu duygu, kontrolü kaybettiğimizi düşündüğümüz anlarda ortaya çıkar. Ancak bu noktada devreye irade girer. İrade, insanın zor zamanlarda çözüm bulma ve mücadele etme gücüdür. Çaresizliği aşmanın en büyük anahtarı, içimizdeki bu gücü keşfetmektir. Çaresizlik Nedir? Hayatta bazen zorluklarla karşılaşırız. İş, sağlık veya ilişkiler gibi konularda her şey yolunda gitmeyebilir. Çaresizlik, bu zorluklara karşı elimizden bir şey gelmediğini düşündüğümüzde ortaya çıkar. Ancak her zaman kontrol edemediğimiz şeyler olsa da, bazı durumlarla başa çıkabilmek için hala yapabileceğimiz şeyler vardır. Çaresizlik, bizi pes etmeye zorlarken; irade, yeniden denemeye cesaret verir. İradenin Önemi İrade, insanın kararlılığını ve mücadele gücünü temsil eder. Kötü durumlarla karşılaştığımızda irademizi kullanarak yeni yollar bulabiliriz. Örneğin, bir hedefe ulaşmak için çaba göstermek...

JALENİN BAKLİYAT SERÜVENİ: BAKLA

  JALENİN BAKLİYAT SERÜVENİ: BAKLA Jale'nin köy tatilinin son günüydü ve bu zamanı en sevdikleriyle geçirmek istiyordu. Anneannesi, dedesi,  annesi ve Zeynep ile birlikte gün boyu eğlendiler. Jale, çayın yanına pasta ve börek yaparak Zeynep'in annesini de davet etti. Terasta hep birlikte oturdular ve Jale, köyde geçirdiği süre içinde çok mutlu olduğunu Zeynep'e anlattı. Öğleden sonra, Jale'nin babası arabasıyla onları almaya geldiğinde, ailece güzel bir piknik yapmaya karar verdiler. Piknik sırasında, dedesi baklanın faydalarından bahsetti. Bakla, içerdiği protein, lif, demir, magnezyum, potasyum ve folat ile besleyici bir bakliyattı. Ayrıca, baklanın kalp sağlığını koruduğunu, sindirimi düzenlediğini ve kemik sağlığını desteklediğini anlattı. Ancak, baklanın bazı kişilerde favizm adı verilen bir alerjik reaksiyona yol açabileceği konusunda da uyardı. Akşama doğru, Jale'nin babası arabasıyla onları almaya geldi. Babasını gören Jale çok mutlu oldu ama köyden ayrıl...

JALENİN BAKLİYAT SERÜVENİ: SOYA FASULYESİ

  JALENİN BAKLİYAT SERÜVENİ: SOYA FASULYESİ Jale'nin tatilinin bitmesine üç gün kalmıştı. Dedesi, soya fasulyesinin çok fazla bilinmediğini ve bu yüzden en küçük tarlaya ektiğini söyledi. Jale, dedesinin ektiği bakliyatları tanımak istiyordu, bu yüzden tarlada dolaşmaya çıktılar. Tarlada dolaşırken komşu çiftçiye rastladılar. Dedesi, torununa bakliyatları anlattığını ve güzel torununu bakliyatlarla ilgili bilgilendirdiğini söyledi. Komşusu da kızı Zeynep'i yanına alarak, "Kızım Zeynep, benim en büyük yardımcım" dedi. Jale ve Zeynep hemen arkadaş oldular. İşleri bittiğinde eve uğrayarak üzerini değiştiren Jale, Zeynep ile parkta buluştu. Dedesi, Jale'ye soya fasulyesinin içeriğini ve vücudumuz için gerekli vitaminleri anlattı. "Soya fasulyesi, protein, lif, vitamin K, B vitaminleri ve demir açısından zengin bir besindir," dedi dedesi. "Ayrıca, soya fasulyesi kalp sağlığını destekler ve kolesterol seviyelerini düşürmeye yardımcı olabilir." Ded...

JALENİN BÖRÜLCE SEVGİSİ VE DEDESİNİN UMUDU

  JALENİN BÖRÜLCE SEVGİSİ VE DEDESİNİN UMUDU Bir sabah, Jale, dedesi, anneannesi ve annesi birlikte kahvaltı yapıyorlardı. Kahvaltı sofrasında çeşit çeşit lezzetler vardı. Kahvaltılarını bitirdikten sonra dedesi alışveriş yapmaya gitmeye karar verdi. Annanesi de dedesini uğurladı ve mutfağa dönerek öğle yemeği için hazırlıklara başladı. Jale'nin en sevdiği börülce salatasını da hazırlıyordu. Dedesi alışverişten döndüğünde, sofrada çeşit çeşit lezzetler bulunuyordu ve Jale'nin en sevdiği şey olan börülce salatası da vardı. Annesi bu salatayı sık sık yapardı çünkü Jale bayılıyordu. Öğle yemeği sırasında Jale dedesine döndü ve sordu: “Dedeciğim, bugün hangi bakliyat tarlasına gideceğiz?” Dedesi gülümseyerek cevap verdi: “Bugün börülce tarlasına gideceğiz Jale. Yemek sonrası, sana börülce ile ilgili her şeyi anlatacağım.” Jale telaşla yemeğini bitirdi ve dedesinin yemeğini bitirmesini sabırsızlıkla beklemeye başladı. Dedesi, Jale'nin merakını gidermek için acele etti ve bi...

Eğitimin ve Toplumun Çöküşü Giriş

  Eğitimin ve Toplumun Çöküşü Giriş Bugün okullarda yaşanan temizlik sorunları, çocukların tuvalete girmemek için kendilerini zorlamasına ve bazen karın ağrısı şikayetiyle velilerin aranmasına neden oluyor. Bu durum, çocukların okullarda toplum içinde davranış ve sorumluluklarını öğrenmelerinde ciddi sıkıntılar yaratıyor. Öğrencilerin Davranışları Ayrıca, çocukların hem öğretmenlerine hem de okul ve sınıf arkadaşlarına karşı acımasız ve saygısız olabilmesi durumu daha da kötüleştiriyor. Söz dinlemeyen, disiplin kurallarına uygun hareket etmeyen çocuklar, birbirlerinden örnek alarak öğretmenlerine zor anlar yaşatıyorlar. Bazen öğretmenlerin küçük uyarıları bile soruşturma konusu olabiliyor. Eğitim Sistemi Sorunları Eğitim sistemindeki bu çöküşün baş mimarı, ülkeyi yöneten siyasilerin yanlış politikalarıdır. Öğretmenler çok değerli olsa da, yanlış bir eğitim sistemine taraf olmaya zorlanmaları ve sistemin kısıtları karşısında çaresiz kalmaları oldukça üzücüdür. Çocuklara bi...

BİR TOPLUMUN KADERİ

  BİR TOPLUMUN KADERİ Bir toplumun kaderi, bir kişinin iki dudağı arasından çıkan emirlerle tuzaklanan yaşamlarla heba olmamalı. Ah benim güzel ülkemin güzel insanları! Başına gelen her olayı kadere bağlayan zihniyetin yönetiminde yaşam savaşı verirken, bir yandan da bunun kader olduğuna inanan insan sayısını çoğaltıyorlar. Hedefleri, cehaletten nam alan topluluklar sadece günü kurtarmanın derdine düşmüşler. Varlıklarını güç koltuklarında buldukları süre içindir bütün vaatleri. Gelecek yüz yıl için projeleri yok. Toplumun daha sağlıklı, daha güvenli, daha eğitimli bir dünyada söz sahibi olacak, fikirlerini daha özgür ifade edecek gençlerimiz ve geleceğimizi inşa edecek, aklı hür, fikri hür zihniyetlerin oluşmasına asla izin vermeyeceklerdir. Ne yazık ki, bütün değer yargılarımızı altüst edecek, o sıcak koltuklardan ayrılmamak için her türlü kötülüğü yapmaktan vazgeçmeyeceklerdir. Ancak toplum, bu zihniyetin her defasında yeniden kişisel çıkarlarını gözetmeksizin bu yapıya karşı ç...

GERİ DÖNÜŞÜME ÖNEM VER, ÇEVREYİ KORU

  GERİ DÖNÜŞÜME ÖNEM VER, ÇEVREYİ KORU Bir gün okulda Nazife öğretmen, çevre kirliliği ve doğayı koruma ile ilgili öğrencilerden hikaye yazmalarını istedi. Arda ve arkadaşları, bu konu ile ilgili öyküler yazmak için kendi aralarında konuşurlarken, Arda okulun bahçesine gelişigüzel atılan çöpleri fark etti ve arkadaşlarına, "Hep birlikte bu çöpleri toplayarak doğamızı korumaya başlayabiliriz," dedi. Eda, Eylül, Miray, Miraç ve diğerleri, Arda'nın bu fikrine katılarak okulun bahçesini temizlemeye başladılar. Arda, arkadaşlarını yeniden toplayarak ikinci bir öneri sundu: "Çöpler sadece okul bahçesinde değil, her yerde. Bu yüzden bir grup kuralım ve haftanın iki günü okulumuzun çevresindeki çöpleri toplayalım. Öğretmenimize de bu fikirden bahsedelim." Arkadaşları bu fikri de desteklediler ve Nazife öğretmenlerine planlarını anlattılar. Öğretmenleri, Arda ve arkadaşlarının bu girişimlerini takdir ederek onlara destek verdi. Arda, daha büyük bir etki yaratmak adına...

Mor Işıkların Çağrısı. (Şiir Denemesi)

  Mor Işıkların Çağrısı Ey karanlık, aç mor ışıklarını  Düştüm yola, geliyorum.  Zifiri karanlıkta beyazı arıyorum.  Bir yanım siyah, diğer yarımı arıyorum.  Duygular tutuklu, yer ise eksik.  Gökyüzü nerede, bulamıyorum.  Korku sarmış her yeri.  Güneş de küsmüş ahali. Sen açmazsan mor ışıklarını  Kapatırım sana gözlerimi.  Beyaz bulur elbet beni.  Yeşil de küsmesin, dönsün geri. Mor ışıklar öpüyor karanlığı,  Sonunda beyaz da görünüyor.  Bir iki adım sonra beyaz siyaha,  Siyah beyaza karışıyor.  Gülümsüyor güneş oradan.  Yeşil de veriyor selamı oradan. Ortalık curcuna,  Çocuklar dans ediyor.  Kelebekler gökyüzünde  Son kozunu oynuyor. Güneş gülümseyince oradan,  Tüm canlılar hareketleniyor.  Mor ışıklar öpsün hep karanlığı,  Aydınlık hep siyahla yarışsın,  Alsın intikamını.  Dengesini bozmayın bu dünyanın.  Kötülükle olmuyor, inanın....

Hatay Depreminin İkinci Yıldönümü: Yıkımın ve Umudun İzleri

  Hatay'da depremin üzerinden iki yıl geçti. Ancak, bu doğal afetin açtığı yaralar hala sarılmayı bekliyor. Depremzedeler, yaşadıkları acıları ve çaresizlikleri unutamıyor. Onların hikayeleri, bizlere dayanışmanın ve insanlığın önemini hatırlatıyor. Depremde evlerini, sevdiklerini kaybeden insanlar, yeni bir hayat kurma çabası içinde. Bu zorlu süreçte, birbirlerine destek olarak ayakta kalmaya çalışıyorlar. Her şeye rağmen umutlarını yitirmeyen depremzedeler, yarınlara daha güçlü bakma arzusu taşıyor. Depremin getirdiği yıkımın ardından, hayatlarını yeniden inşa etmeye çalışan bu insanların sesine kulak vermek ve onların yaşadığı zorlukları anlamak, hepimiz için bir sorumluluk. Bir daha bu acıların yaşanmaması için, toplum olarak bilinçli ve duyarlı olmalıyız. Bu yıldönümünde, depremzedelerin acılarını ve çaresizliklerini unutmamak için bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: Yaşananlardan ders çıkararak, gelecekte daha sağlam adımlar atmalıyız. Bu süreçte en önemli şey, dayanışma v...