Ana içeriğe atla

Kayıtlar

yazılar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ritim Şehri Kalp

  Ritim Şehri Kalp Fatih, konuşan organlar şehrindeki macerasına devam ediyordu. Mide ve Beyin’le yaptığı dostluk, ona daha sağlıklı seçimler yapma konusunda çok şey öğretmişti. Ama bir gün göğsünde ritmik bir melodi hissederek durdu. Bu melodiyi dinlemeye çalışırken bir ses yankılandı:   "Ta-da! İşte buradayım! Ben senin Kalbin. Vücudun DJ’i, ritim ustası ve sevgi fabrikasının yöneticisi! Konuşan organlar şehrinde en keyifli sohbetleri benimle yapmaya hazır ol!" Fatih bir kahkaha atarak cevap verdi: "Kalp, sen de mi? Söyle bakalım, senin için neler yapabilirim?" Kalp, melodik bir şekilde konuşmaya başladı:   "Ben ritimle çalışırım, Fatih. Doğru beslenirsen, ritim şovlarım harika olur. Ama yanlış seçimler yaparsan, 'vurmalı' bir kriz yaşayabiliriz. Mesela, avokado, ceviz, somon balığı ve ıspanak... Bunlar benim en sevdiğim orkestranın solistleri! Ayrıca kırmızı meyveler, özellikle nar ve çilek, damarlarımdaki nota akışını hızlandırır." Fatih başını...

VEDA

 Merhaba arkadaşlar, bu yazımı bir arkadasım amatörce seslendirdi. Kendisine teşekkür ederim. YouTube kanalımda eklediğim bir video  YouTube kanal ismim Mesime Ünalmış  Kitaplarımda gôbek adımla  şu şekilde yer alıyor. Mesime Elif Ünalmış 

SPRAY THE PATIENTS

  SPRAY THE PATIENTS Who is to blame? Şule Hanım had a dental problem. The denture she had before the pandemic had bothered her a lot. She went to the hospital the next day. However, her treatment was cut short when she was faced with pandemic restrictions. She was forced to use the bad denture for two years despite various difficulties. Every time she went to the hospital, no action was taken. Her doctor was constantly working outside with the contact tracing team, and other doctors were not looking. The system forced the patient to go to that doctor for four years. Or, she could go to a private doctor and get her treatment for a significant amount of money. Şule Hanım was able to catch her doctor after two years. However, this time, the hospital technicians had changed. The contract was renewed every year, and since it was renewed, they did not want to do the old prosthetist's job. When the pandemic restrictions were lifted, Şule Hanım said she wanted to remove her prosthesis. ...

KADIN

  KADIN Kadın, güzelliğiyle, zarafetiyle, duruşuyla göz dolduran bir varlıktır. Doğa gibidir; ona baktıkça büyür, çoğalır, güzelleşir. Mutluluktur, huzurdur, candır, emektir. Ancak kadınlar dünyanın birçok yerinde gereken değeri ve önemi görmemiştir. Batı henüz medenileşmediği dönemlerde kadın her türlü şiddete maruz kalmıştır. Selçuklular döneminde ve öncesinde Türkler kadına önemsemiş, dolayısıyla toplum yönetiminde çoğu zaman söz sahibi olmuş ve siyasetin çeşitli alanlarında önemli başarılar elde etmiştir. Selçuklulardan sonra İslamiyet'in kabulü ve Arap kültürünün örnek alınması ile kadının erkeğin karşısındaki statüsü yani eş olması, kız çocuğu olması, anne olması belli zihniyetleri rahatsız etmiştir. Kadını pasifleştirmek için her türlü çabayı sarf etmişlerdir. Bu ilkel zihniyetler karşısında baskılar uygulanmış ve kadın her türlü şiddete maruz kalmıştır. Zamanla kadın iyice pasifleştirilmiştir. Bedensel gelişen toplumlar ise kadına gereken önemi vermiştir. Bugünün Türkiye...

BİR TOPLUMUN KADERİ

  BİR TOPLUMUN KADERİ Bir toplumun kaderi, bir kişinin iki dudağı arasından çıkan emirlerle tuzaklanan yaşamlarla heba olmamalı. Ah benim güzel ülkemin güzel insanları! Başına gelen her olayı kadere bağlayan zihniyetin yönetiminde yaşam savaşı verirken, bir yandan da bunun kader olduğuna inanan insan sayısını çoğaltıyorlar. Hedefleri, cehaletten nam alan topluluklar sadece günü kurtarmanın derdine düşmüşler. Varlıklarını güç koltuklarında buldukları süre içindir bütün vaatleri. Gelecek yüz yıl için projeleri yok. Toplumun daha sağlıklı, daha güvenli, daha eğitimli bir dünyada söz sahibi olacak, fikirlerini daha özgür ifade edecek gençlerimiz ve geleceğimizi inşa edecek, aklı hür, fikri hür zihniyetlerin oluşmasına asla izin vermeyeceklerdir. Ne yazık ki, bütün değer yargılarımızı altüst edecek, o sıcak koltuklardan ayrılmamak için her türlü kötülüğü yapmaktan vazgeçmeyeceklerdir. Ancak toplum, bu zihniyetin her defasında yeniden kişisel çıkarlarını gözetmeksizin bu yapıya karşı ç...

Mor Işıkların Çağrısı. (Şiir Denemesi)

  Mor Işıkların Çağrısı Ey karanlık, aç mor ışıklarını  Düştüm yola, geliyorum.  Zifiri karanlıkta beyazı arıyorum.  Bir yanım siyah, diğer yarımı arıyorum.  Duygular tutuklu, yer ise eksik.  Gökyüzü nerede, bulamıyorum.  Korku sarmış her yeri.  Güneş de küsmüş ahali. Sen açmazsan mor ışıklarını  Kapatırım sana gözlerimi.  Beyaz bulur elbet beni.  Yeşil de küsmesin, dönsün geri. Mor ışıklar öpüyor karanlığı,  Sonunda beyaz da görünüyor.  Bir iki adım sonra beyaz siyaha,  Siyah beyaza karışıyor.  Gülümsüyor güneş oradan.  Yeşil de veriyor selamı oradan. Ortalık curcuna,  Çocuklar dans ediyor.  Kelebekler gökyüzünde  Son kozunu oynuyor. Güneş gülümseyince oradan,  Tüm canlılar hareketleniyor.  Mor ışıklar öpsün hep karanlığı,  Aydınlık hep siyahla yarışsın,  Alsın intikamını.  Dengesini bozmayın bu dünyanın.  Kötülükle olmuyor, inanın....

ZAMLARLA ÇİZİLEN HAYATLAR

  ZAMLARLA ÇİZİLEN HAYATLAR Akşam yemeği yemek için masaya oturduk. Ana haber bülteni spikeri, arka arkaya yapılan zamları sıraladı. Hemen ardından, sokak röportajında vatandaşa uzatılan mikrofon, insanların sabrını zorlayan ekonomik kriz, vatandaşı çileden çıkarmıştı. Çalışan da, çalışmayan da, isyan etme noktasına gelmişti. Birbirini izleyen iç karartıcı haberler canımı sıkmıştı. Her gün daha da kötüye gideceğimizin bilincinde süreci izliyorduk. Sabah uyandıktan ve evdeki rutin işleri yaptıktan sonra markete gittim. Rafların çoğu boştu. İnsanlar kıtlık var söylentilerini dikkate alarak, marketteki raflara hücum etmişlerdi. Ben rafların arasında dolaşırken, anne baba ve çocuk meyve reyonunu izliyordu. Çocuk, “Anne bundan, bir de bundan istiyorum,” diyerek parmağıyla işaret ediyordu. Anne-baba küçük kızı kıramadılar. Poşetin içine iki elma, iki portakal, bir de muz koydular. Anne ve baba meyve yiyemezdi. Çocuk ise belki bir ay sonra iki elma, iki portakal, bir de muz alabilirdi. ...

" Pulsuz Mektup"

  " Pulsuz Mektup" Bir yıldız kaydı yüreğimin en derinlerinden. Gökyüzüne doğru yürürken o, yüreğimde derin bir sızı bırakmıştı. Tarifsiz bir acıydı hissettiğim. Dinmeyen gözlerimden akan sevgi tomurcuklarının, her damlasında ayrı bir anlam vardı. Kolay mıydı? Hayal kurmayı, her koşulda ayakta durmayı, yaşamın en olumlu yanlarını görmeyi öğreten birinden ayrılmak. Hele de hayalini kurduğun her şeyi küçük bir köyde yaşayarak, hayatın bütün varyantlarının bu köyün ekseninde döndüğünü düşünen bir çocuğun yüreğinde derin izler bıraktın. Küçük bir köyde yaşayan çocukların eğlence kaynağıydın. Benle beraber ağlayan çocuklar da hâlâ masalcı amcalarını arıyorlar. Her birinin yüzünde seni anımsadıkları zaman acı bir gülüş beliriyor. Kaybetmişlik çok acıydı. Masalcı amcasını sonsuzluğa yolcu eden çocuklar, beraberinde umudu da yitirmişlerdi. Canım amcam, sen orada iyi misin? Bize, insanlar öldüğünde yıldız olup gökyüzüne yükselir diyordun. Yıldızlar ne kadar da parlıyordu ve biz ne ç...

MEYVELERİN DÜNYASI PORTAKAL

  Merhaba Eylül, - Merhaba Portakal, nasılsın? İyi misin? - Sevgili Eylül,  sana yetistiğim için şimdi çok iyiyim. Sabırlı bir meyveyim. Bu yüzden arkadaşlarıma öncelik verdim. Bir çok yerde yetiştirildiğim için her çocuğa kolaylıkla ulaşırım. Bu yüzden en son seninle konuşmak istedim. Ama arkadaşlarım Eylül uyanabilir deyince, biraz telaşlandım ve koşmaya başladım.  Sana önce geldiğim  topraklardan bahsedeğim. anavatanım olan Güneydoğu Asya'dır, ancak dünyanın dört bir yanına yayıldım. Özellikle Akdeniz bölgelerinde çok seviliyorum. Meyve bahçelerinde bolca bulunurum ve her zaman taze ve lezzetliyim. - Bu çok ilginç sevgili Portakal, tazeliğini koruman çok güzel. Peki, nasıl faydaların var? Anlatmak ister misin? - Tabii ki, Eylül. Faydalarımdan bahsederek hem seni hem de kendimi biraz neşelendireyim. Öncelikle, C vitamini deposuyum. Bağışıklık sistemini güçlendiririm ve soğuk algınlığına karşı koruyucu etkilerim vardır. İçerdiğim antioksidanlar sayesinde vücudu...

MEYVELERİN DÜNYASI ŞEFTALİ

  ŞEFTALİ Merhaba Eylül, Ben Şeftali. Çocuklar beni çok severler, ancak bazı akrabalarım tüylüdür ve bu yüzden birçok insan tüylerimden rahatsız olur. Tadım çok güzeldir, ancak tüylerimden rahatsız olanlar beni soyarak da yiyebilir. Ama unutma, meyveleri iyice yıkadıktan sonra kabukları ile tüketmek çok daha sağlıklıdır. Faydalarımı saymakla bitiremem. Arkadaşlarım benim için "burnu havada" derler, ama aslında hiç de öyle değilim. Senin kafanı daha fazla şişirmeden faydalarımdan bahsetsem iyi olur. Sırada bekleyen arkadaşım Ayva beni güldürüp duruyor. Biraz utangaçtır ama seninle tanışmak için can atıyor. Neyse, sözü daha fazla uzatmadan faydalarımı anlatayım. Özellikle bağırsak sağlığına iyi gelirim. Muz gibi elma gibi birçok arkadaşım gibi ben de tam bir kalp dostuyum. Kilo vermeye yardımcı olurum. Cilde faydalı olduğum için birçok kozmetik ürünlerinde kullanılıyorum. Ayrıca vücuttaki demir düzeyini ayarlamada üstüme yoktur. Ancak, zararlarım da var tabii. Aşırı tüket...

MEYVELERİN DÜNYASI HAVUÇ

  Eylül bir gün çok hasta olmuştu. Annesi onun iyi beslenmesi için güzel bir meyve tabağı hazırlamıştı. Eylül meyve yemeyi seviyordu, ancak marketlerde satılan abur cuburları ve tatlı şeyleri de çok tüketiyordu. Annesi Eylül'e: - "Meyvelerin sihirli gücünü bilseydin, böyle şeyler pek yemezdin," demişti. Eylül, çok hasta olduğu için konuşmaya dermanı yoktu. Aklına annesinin söyledikleri takılmıştı. Meyvelerin sihirli dünyasını merak etmiş ve bir süre sonra uykuya dalmıştı. Rüyasında gördüğü şeylere inanamamış ve çok şaşırmıştı. Eylül'ü birbirinden güzel meyveler karşılamıştı. Cenneti andıran bu güzel bahçede birbirinden güzel meyve ağaçları, Eylül’ü görmek için adeta sabırsızlanıyorlardı. Eylül’ü abur cuburlardan uzaklaştırarak çeşitli meyvelerden yemesi için onu ikna etmeye çalışmışlardı. Birinci sırayı havuç almıştı. Eylül'ün kendisini sevmesi için onu ikna etmeye çalışmıştı. - "Gülümseyerek Eylül'e faydalarından bahsetmek istiyorum," demişti h...

YARDIMLAŞMA

               YARDIMLAŞMA ⭐ Tayfun, diğer arkadaşlarıyla teneffüse çıkmış, okul bahçesinde oynuyordu. Etrafında durmaksızın koşturan çocuklara bakıyordu. Tayfun, sakin bir çocuk olduğundan genelde bir köşede oturup arkadaşlarını izliyordu. Tayfun, peşinde koşturan sınıf arkadaşının düştüğünü görünce yerinden fırlayarak yardıma koştu. Gökhan fena düşmüştü ve acı içinde kıvranıyordu. Hemen ardından nöbetçi öğretmen yetişti ve Gökhan'ın yardımına koştu. Öğretmen ambulansı çağırarak Gökhan'ın hastaneye gitmesini sağladı. Ambulansın gelmesini beklerken, komşulardan biri olan Tayfun'un annesi, Gökhan'a ve öğretmenlere yardımcı olmak için geldi. Tayfun, arkadaşı için çok üzülmüştü. O günden sonra, müdür bey çocukların kolektif oyunlar oynamaları için belli kurallar çerçevesinde güzel oyunlar oynamalarını teşvik edecek konuşmalar yaptı. Koşturmadan da güzel oyunlar oynayabileceklerini hatırlattı. Bu olay, Tayfun'un arkadaşlarına daha çok yardım etmeye ba...