Ünlü Ağaçlar Cennette🌿✨
Sabahın ilk ışıkları Elmas Hanım'ın evinin penceresinden nazikçe süzülürken, Doğaç uyandı. Henüz yatağında gözlerini tavana dikmiş halde, babasının yanan ahırda trajik bir şekilde hayata veda ettiğini hatırladı. Bu anılar her zaman içini acıtsa da, annesinin fark etmesini istemedi. Genç yaşına rağmen sorumluluk duygusuyla hareket eden Doğaç, lavaboya doğru ilerledi. Annesi Elmas Hanım ona sesleniyordu: “Doğaç, hadi kalk, işimiz var!”
Doğaç yalnızca 13 yaşındaydı ama olgun ve sessiz bir yapıya sahipti. Zayıf ve uzun boyluydu; ince yüz hatlarını masmavi gözleri tamamlıyordu. Bu gözler merhametle doluydu, tıpkı babası İhsan Efendi gibi. Babasının vefatından sonra, Elmas Hanım ile baş başa kalmışlardı. Doğaç, sadece ev işlerinde değil, okulda da başarılıydı. Kitaplara olan sevgisi büyüktü ve bu alışkanlığını emekli öğretmen olan annesinden almıştı.
Elmas Hanım, eşi İhsan Efendi'nin ısrarı üzerine şehir hayatını bırakıp köyde yaşamaya başlamıştı. Şehirdeki zor hayat onları yıldırmıştı, fakat Elmas Hanım kısa sürede köy yaşamına adapte olmuştu. Doğaç bu duruma hep hayranlıkla bakıyordu.
O gün Doğaç ve Elmas Hanım birlikte bahçeye gidip sebze ve meyveleri suladılar. Doğaç, sık sık babasının bu bahçeyi güzelleştirmek için gösterdiği mücadeleyi hatırlıyordu. Annesi onun sessizliğini fark edince, “Yine uzaklara daldın, ne düşünüyorsun?” diye sordu. Doğaç gözlerini nemlendiren yaşları silerek, “Babamın bu bahçe için gösterdiği çabayı... Onun emeklerini düşündüm,” dedi. Elmas Hanım başını sallayarak, “Evet oğlum, gerçekten bu bahçede büyük bir emeği var,” diye ekledi.
Köyün komşularından Hasan Efendi, Elmas Hanım’a seslenerek suyun yönünü kendi bahçesine çevirmelerini rica etti. Elmas Hanım, “Tabii Hasan Efendi,” diye cevap vererek yardıma koştu. Doğaç ise annesinin verdiği listeyi uygulayıp sebze ve meyveleri topladı. Suyun yönünü dikkatlice Hasan Efendi'nin bahçesine çevirdi.
Yıllar hızla geçti ve Doğaç 16 yaşına geldi. Bir gün aynanın karşısında yüzünde beliren kıllara dikkatlice baktı. Biraz çekinerek annesine seslendi, “Anne, şu yüzümdeki tüyler beni rahatsız ediyor. Sence tıraş olmamın vakti geldi mi?” Elmas Hanım hafifçe gülümseyerek, “Evet oğlum, zamanı geldi,” diye yanıtladı.
Bahçenin bir köşesinde, baba yadigârı bir ağacın altında otururken Doğaç, babasını ve onun emeklerini düşünüyordu. Gökyüzüne baktı, bulutların arasındaki güneş ışığının bahçeyi aydınlatışına dalıp gitti. Doğaç bu huzurlu anın değerini biliyordu; babasının ruhunun o bahçede yaşadığını hissediyordu.
Sonunda gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı ve kendi kendine şöyle dedi: “Hayatın sorumlulukları ne kadar ağır olursa olsun, sevgi ve emekle büyütülen bir bahçede umut her zaman filizlenir. 🌿✨
10.05.2025
Mesime Elif Ünalmış
"Toprak, sevgi ve emekle yoğrulursa cennet olur."
Yorumlar
Yorum Gönder
Merhaba sevgili okuyucular, paylaştığım hikayeler ve yazılar hakkındaki düşüncelerinizi çok merak ediyorum! Yorumlarınız benim için çok değerli. Lütfen görüşlerinizi ve önerilerinizi paylaşmaktan çekinmeyin. Hep birlikte daha güzel bir topluluk oluşturalım! ✍️