Ana içeriğe atla

Dünya Son Büyük Adım

 


Dünya 

  Son Büyük Adım  


Hava yavaşça kararmaya başlarken, çocuklar kütüphanenin içinde bir araya gelmişti. Kitapların kokusu, ahşap rafların sessizliği ve geçmişten gelen sayfaların hafifçe hışırtısı… Burada, bilginin gücü hissediliyordu.  


Ali masasının önünde durmuş, gözlerini defterine dikmişti. O artık sıradan bir çocuk değildi. Liderdi. Ve bu yolculuk ona, bilimle dolu bir dünyanın kapılarını açmıştı.  


— "Dünya bizim evimiz. Onu koruyamazsak, başka bir yerimiz yok."  


Deniz başını sallayarak masaya yaslandı.  

— "Mars’a gittik ve suyun izlerini gördük. Ama artık yoktu. Eğer Dünya’da suyu korumazsak, biz de aynı kaderi yaşayacağız!"  


Sinem heyecanla ekledi:  

— "Bu yüzden su kaynaklarını koruma projemizi hayata geçirmeliyiz! Nehirleri temizleyeceğiz, su tasarrufu eğitimi vereceğiz!"  


Ela elini kaldırarak devam etti.  

— "Atmosfer… Mars’ta zayıftı. Eğer Dünya’daki karbon salınımı böyle devam ederse, aynı hatayı biz de yapacağız."  


Efe öne eğilerek sayfasına bir şeyler karaladı.  

— "Elektrikli araçlar, güneş enerjisi, yürüyüş ve bisiklet kullanımı! Karbon salınımını düşürmek için her şeyi planladık!"  


Tam o anda Zeynep kaşlarını çatarak elini masaya koydu.  

— "Plüton’a bakınca korktum. Dünya’yı kaybetmek böyle mi olurdu? Hayat olmayan bir gezegende kaybolmak istemiyorum!"  


Murat hafifçe başını salladı.  

— "O yüzden plastik kullanımını azaltmamız gerekiyor! Okullarda plastik tüketimini azaltan projeler yapacağız. Marketlerde geri dönüşümü destekleyen kampanyalar oluşturacağız!"  


Ali gözlerini kaçırmadan onlara baktı.  

— "Ama yeterli değil. Yönetimler de çevreyi koruma yasalarını desteklemeli! Emre ve ben, yerel yönetimlerin daha duyarlı olması için çalışmalar yapacağız!"  


Aileler sessizlik içinde çocukları izliyordu.  


Bu  sıradan bir tartışma değildi.  


Bu, gezegenin geleceğini şekillendiren bir karar anıydı. 


Ali derin bir nefes aldı ve masaya hafifçe vurdu.  


— "Bilge Ruh’un söylediği gibi: Bilgi her zaman açık kalmalı. Ama artık onu kullanmalıyız."  


Ela gözlerini kitaba çevirdi. Kapalıydı.  


Ama artık ona ihtiyaçları yoktu.  


Çünkü  bilgi onların içindeydi. 


Çocuklar birbirine baktı ve gülümsedi.  


Yeni bir dünya inşa etmeye hazırdılar.


"Dünyayı korumak, insanlığın en büyük sınavıdır. Bilgiyle yaşamak, geleceği şekillendirmektir!"

25.05.2025

Mesime Elif Ünalmış 


SORU  VE CEVAPLARI 


1-  Çocuklar neden Dünya'nın en güzel gezegen olduğunu düşündü?  

🔹 Çünkü Dünya, yaşanabilir tek gezegen! Atmosferi, su kaynakları, bitkileri ve hayvanları ile doğal yaşamı destekleyen tek yer. Eğer insanlar çevreye zarar verirse, başka yaşanabilir bir gezegen bulmak çok zor olacak.  

2- Karbon salınımı neden büyük bir çevresel sorun?  

🔹 Karbon salınımı küresel ısınmayı artırır, iklim değişikliğini tetikler ve doğal dengeleri bozar. Eğer insanlar fosil yakıt kullanımını azaltıp temiz enerjiye geçerse**, gezegen daha sağlıklı olur.  

3-  Çocukların hazırladığı proje neleri kapsıyordu? 

🔹 Çevreyi koruma, su kaynaklarını koruma, plastik kullanımını azaltma, karbon salınımını düşürme ve yönetimlere çevre yasaları konusunda destek verme! Bilgiyle dünyayı değiştirmek istediler!  


 4- Bilge Ruh neden kayboldu?  

🔹 Çünkü artık çocuklar bilgiyi içlerinde taşıyordu. Bilge Ruh’un amacı, onların öğrenmesini sağlamaktı. Kitap kapanınca, bilginin artık onların ellerinde olduğunu gösterdi! 

5-  Çocuklar bu projeyi nasıl hayata geçirecek?

  

🔹 Okullarda eğitimler verecekler, halk bilinçlendirme kampanyaları yapacaklar, yerel yönetimlere çevre koruma yasaları konusunda baskı kuracaklar! Dünyayı korumak için somut adımlar atacaklar!  


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YARDIMLAŞMA

               YARDIMLAŞMA ⭐ Tayfun, diğer arkadaşlarıyla teneffüse çıkmış, okul bahçesinde oynuyordu. Etrafında durmaksızın koşturan çocuklara bakıyordu. Tayfun, sakin bir çocuk olduğundan genelde bir köşede oturup arkadaşlarını izliyordu. Tayfun, peşinde koşturan sınıf arkadaşının düştüğünü görünce yerinden fırlayarak yardıma koştu. Gökhan fena düşmüştü ve acı içinde kıvranıyordu. Hemen ardından nöbetçi öğretmen yetişti ve Gökhan'ın yardımına koştu. Öğretmen ambulansı çağırarak Gökhan'ın hastaneye gitmesini sağladı. Ambulansın gelmesini beklerken, komşulardan biri olan Tayfun'un annesi, Gökhan'a ve öğretmenlere yardımcı olmak için geldi. Tayfun, arkadaşı için çok üzülmüştü. O günden sonra, müdür bey çocukların kolektif oyunlar oynamaları için belli kurallar çerçevesinde güzel oyunlar oynamalarını teşvik edecek konuşmalar yaptı. Koşturmadan da güzel oyunlar oynayabileceklerini hatırlattı. Bu olay, Tayfun'un arkadaşlarına daha çok yardım etmeye ba...

KAVRAMSAL ÖYKÜLER

🌼  Sevgi🌼 Dilek, henüz 1. sınıfa gidiyordu. Sapsarı saçları ve mavi gözleriyle çok sevimliydi. Dilek, okulun açılmasıyla yeni arkadaşlar edinmiş ve okuluna iyice alışmaya başlamıştı. Yeni şeyler öğrenmek onu heyecanlandırıyordu. Okulu çok seviyordu ve arkadaşlarını da çok değerli buluyordu. Ancak en çok arkadaşı Semra'yı seviyordu. Semra'nın babası öğretmen olduğu için başka bir okula tayin olmuştu ve Semra'dan ayrılmak zorunda kaldı. Dilek bu duruma çok üzülmüştü. Ancak annesi durumu kabul etmesi için Dilek'i karşısına alarak durumu izah etti. Annesi, Dilek'in dilediği zaman Semra'yı arayabileceğini söyledi. Dilek bunun üzerine çok sevindi. O günden sonra bütün dikkatini okula vererek yeni şeyler öğrenmeye devam etti. Aradan geçen zaman içinde arkadaşlarını aramayı da ihmal etmedi. Dilek, yeni arkadaşlar edinmeye ve sınıfında daha aktif olmaya devam etti. Semra'yla da sık sık telefonla konuşarak bağlarını koparmadı. Okulda öğrendiği yeni bilgileri ve ya...

Hatay Depreminin İkinci Yıldönümü: Yıkımın ve Umudun İzleri

  Hatay'da depremin üzerinden iki yıl geçti. Ancak, bu doğal afetin açtığı yaralar hala sarılmayı bekliyor. Depremzedeler, yaşadıkları acıları ve çaresizlikleri unutamıyor. Onların hikayeleri, bizlere dayanışmanın ve insanlığın önemini hatırlatıyor. Depremde evlerini, sevdiklerini kaybeden insanlar, yeni bir hayat kurma çabası içinde. Bu zorlu süreçte, birbirlerine destek olarak ayakta kalmaya çalışıyorlar. Her şeye rağmen umutlarını yitirmeyen depremzedeler, yarınlara daha güçlü bakma arzusu taşıyor. Depremin getirdiği yıkımın ardından, hayatlarını yeniden inşa etmeye çalışan bu insanların sesine kulak vermek ve onların yaşadığı zorlukları anlamak, hepimiz için bir sorumluluk. Bir daha bu acıların yaşanmaması için, toplum olarak bilinçli ve duyarlı olmalıyız. Bu yıldönümünde, depremzedelerin acılarını ve çaresizliklerini unutmamak için bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: Yaşananlardan ders çıkararak, gelecekte daha sağlam adımlar atmalıyız. Bu süreçte en önemli şey, dayanışma v...