Mira ve Zamanın İzinde – Bölüm 9: Mekânın Hafızası
Seattle’da sabah ışığı binanın taş duvarına vurduğunda Mira içeri giriyordu. Laboratuvardan farklıydı burası: eski bir yapı, zamanın kendini saklamayı sevdiği türden. Yeni projesi “Zamanın Mekânsal Hafızası” adını taşıyordu. İnsanlar belirli yerlerde zamanı nasıl algılıyorlardı? Travmatik mekânlarda zaman sıkışıyor muydu? Unutulan sokaklarda süre silikleşiyor muydu?
Araştırma, terk edilmiş yerler üzerine kuruluydu. Mira, şehirdeki eski bir tütün fabrikasını veri alanı seçti. Binanın duvarlarında tarih vardı ama zaman akmıyordu. İlk gözlemi şöyle oldu: “Burada insanlar eskiden çalışırdı. Şimdi kimse konuşmuyor. Zaman bile susmuş.”
EEG cihazı taşınabilir hâle getirilmişti. Katılımcılar binaya girdiğinde Mira onların beyin dalgalarını kaydetti. Bir kadın, çocukken buradan yürüyerek okula gittiğini söyledi. Cihaz sinyal verdi: zaman algısı belirginleşti. Bir başka katılımcı gözyaşı döktü; babası burada çalışırken hayatını kaybetmişti. “Bu koridorlar zaman değil, acı taşıyor,” dedi.
Mira mekânla hafıza arasındaki ilişkiyi grafiklerle değil, sesle topluyordu. Binanın duvarlarına mikrofonlar yerleştirildi. Rüzgârın uğultusu, kuşların kanat sesi, eski boruların tınısı… Hepsi bir ritim oluşturuyordu. Ve bu ritim artık süreydi.
Mira’nın babası bu bölümde yeniden karşımıza çıkıyordu. Bu bina onun gençliğinde çalıştığı yerlerden biriydi. Mira annesine sordu: “Babam burayı nasıl anlatırdı?” Annesi yanıtladı: “Orası zamanını alan bir yerdi.” Mira bir gece binaya gizlice girdi. Duvara dokundu. Fısıldadı: “Babam buradaydı.” Sessizlik cevap verdi. EEG cihazı çalışmasa da Mira’nın zihni kayıt tutuyordu.
Eski bir sınıf arkadaşı olan Arel, belgesel ekibiyle birlikte binayı kayıt altına aldı. Mira’nın sesle topladığı veriler görselleştirildi. Bir video sahnesinde rüzgâr sesiyle Mira’nın çocukluk fotoğrafı buluştu. Zaman anlatılmadı — gösterildi.
Laboratuvardaki veriler analiz edildiğinde şu ortaya çıktı: tanıdık mekânlar zamanı hızlandırıyor; travmatik mekânlar zamanı sabitliyor; terk edilmiş yerler zamanı unutulmuş kılıyor. Mira hipotezini yazdı: “Zaman, mekâna göre duyumsanır; belleğe göre biçimlenir.”
Konferans günü geldiğinde Mira sahneye çıktı. Elinde sadece veriler değil; anılar, sesler, bir yerin suskunluğu vardı. “Zaman yalnızca geçen değil; hatırlanan bir şeydir,” dedi. “Ve biz mekânla hatırlarız.” Alkışlar yükseldi. Ama Mira’nın gözü, bir pencereye takılmıştı — binanın bir köşesi, babasının çalıştığı zamanlardan kalan yer. Orada durmuştu. Sadece anlatmakla kalmamıştı; zaman olmuştu.
Gece eve döndüğünde Mira günlüğüne şu cümleyi yazdı:
“Zaman bir duvarda saklanabilir. Ve biz o duvara baktığımızda, kendimizi hatırlarız.”
09.08.2025
Mesime Elif Ünalmış
Yorumlar
Yorum Gönder
Merhaba sevgili okuyucular, paylaştığım hikayeler ve yazılar hakkındaki düşüncelerinizi çok merak ediyorum! Yorumlarınız benim için çok değerli. Lütfen görüşlerinizi ve önerilerinizi paylaşmaktan çekinmeyin. Hep birlikte daha güzel bir topluluk oluşturalım! ✍️