Ana içeriğe atla

Kayıtlar

MEYVELERİN DÜNYASI /ELMA

Sevgili okurlarım,

   Sevgili okurlarım Uzun süredir sessizliğimi fark etmiş olabilirsiniz. Ne yazık ki bazı teknik aksaklıklar nedeniyle blogda yeni içerikler paylaşamadım. Bu süreçte sizlerden uzak kalmak benim için oldukça zorlayıcıydı; hikâyelerin sesini duymak, yorumlarınızı okumak ve birlikte düşünmek en büyük motivasyonum. Sorunları çözmek için yoğun bir şekilde çalışıyorum ve çok yakında kaldığımız yerden, hatta daha da derin bir yerden devam edeceğim. Sabırla bekleyen, desteğini esirgemeyen herkese içtenlikle teşekkür ederim.   Yeni yazılarda buluşmak üzere… 25.09.2025 Mesime Elif Ünalmış 
En son yayınlar
  Son bölüm  Mira ve Zamanın İzinde – Bölüm 10: Zamanla Yazılan Hayat Seattle Üniversitesi’nin büyük konferans salonu doluydu. Işıklar altında Mira sahneye çıkmadan önce, sunum kartlarına değil; kalbine dokunuyordu. On yıl süren yolculuğu, zamanın sesini arayan bir bilim kadını olarak başlamış; çocukların düşlerinden, babasının suskunluğundan, toplumun sessizliğinden, doğanın ritminden, anlatıların gölgesinden geçerek buraya ulaşmıştı. Bu son sunum bir kapanış değildi. Zamanla yazılan bir hayatın başlangıcıydı. Yeni projesi “Zamanın Birleştirici Hafızası: Kişisel ve Kolektif Süre Algısının Kesiti” adını taşıyordu. Bu, Mira’nın önceki araştırmalarının hepsini birbirine bağlayan büyük veriydi. Müzik, rüya, mekân, anlatı, çocukluk, travma… Hepsi tek bir soruda buluşuyordu:    “Zamanı biz mi yaratıyoruz, yoksa o mu bizi yazıyor?” Sunumda bir sahnede Mira, eski EEG kayıtlarını sesle eşleştirdi. Babasının sesinden alınan ritim, bir çocuk şarkısıyla buluşuyor; doğadan ...

Mira ve Zamanın İzinde – Bölüm 9: Mekânın Hafızası

Mira ve Zamanın İzinde – Bölüm 9: Mekânın Hafızası  Seattle’da sabah ışığı binanın taş duvarına vurduğunda Mira içeri giriyordu. Laboratuvardan farklıydı burası: eski bir yapı, zamanın kendini saklamayı sevdiği türden. Yeni projesi “Zamanın Mekânsal Hafızası” adını taşıyordu. İnsanlar belirli yerlerde zamanı nasıl algılıyorlardı? Travmatik mekânlarda zaman sıkışıyor muydu? Unutulan sokaklarda süre silikleşiyor muydu? Araştırma, terk edilmiş yerler üzerine kuruluydu. Mira, şehirdeki eski bir tütün fabrikasını veri alanı seçti. Binanın duvarlarında tarih vardı ama zaman akmıyordu. İlk gözlemi şöyle oldu: “Burada insanlar eskiden çalışırdı. Şimdi kimse konuşmuyor. Zaman bile susmuş.” EEG cihazı taşınabilir hâle getirilmişti. Katılımcılar binaya girdiğinde Mira onların beyin dalgalarını kaydetti. Bir kadın, çocukken buradan yürüyerek okula gittiğini söyledi. Cihaz sinyal verdi: zaman algısı belirginleşti. Bir başka katılımcı gözyaşı döktü; babası burada çalışırken hayatını kaybetmişti....

Mira ve Zamanın İzinde – Bölüm 8: Kelimelerin Zamanı

Mira ve Zamanın İzinde – Bölüm 8: Kelimelerin Zamanı Seattle’a hafif bir sis çökmüştü. Mira sabah kahvesini alırken, kelimelerin zamanla kurduğu ilişkiyi düşünüyordu. Artık ritim, ses, düşler ve doğadan sonra sıra anlatıdaydı. Yeni projesi “Anlatının Süresi: Dil, Hafıza ve Zaman Algısı” idi. Bu kez nesnel veriler kadar metaforlar, hikâyeler ve dil örüntüleri üzerine çalışıyordu. Çünkü bir cümlede geçen zaman, bir grafik kadar güçlü olabilir, hatta daha fazlasını anlatabilirdi. Laboratuvarda farklı kültürlerden gelen metinleri analiz ediyordu. Türkçede “zaman akar”, İngilizcede “time flies”, Japoncada “toki ga nagareru”… Her dil, zamanı başka türlü tarif ediyordu. Bu tanımlamalar beyin dalgalarında karşılık bulabiliyordu. EEG cihazıyla dinlenen bir masal, farklı zaman algılarını ortaya çıkarıyordu. Bir yaşlı kadın, çocukken dinlediği hikâyeyi duyunca gözleri doldu: “O anlatı bitmesin isterdim. Zaman orada dururdu.” Mira’nın annesi bu bölümün görünmeyen ortağıydı. Küçükken Mira’ya anlatt...

Mira ve Zamanın İzinde – Bölüm 7: Sesin Hatırlattığı Zaman

  Mira ve Zamanın İzinde – Bölüm 7: Sesin Hatırlattığı Zaman Seattle’da bir sabah Mira laboratuvara girdiğinde sessizlik çoktan çözülmeye başlamıştı. Duvarlarda ritim analizi grafikleri, yerde ses kayıt cihazları, pencerede rüzgârın hışırtısına karışan notalar... Artık zaman yalnızca beynin içinde değil, müziğin akışında da vardı. Yeni projesi “Sesin Ritmi: Müzikal Hafıza ve Zaman Algısı” adını taşıyordu. İnsanların müzikle nasıl bir zaman deneyimi yaşadığını araştıracaktı. Ama içinde başka bir kırılma vardı. Babasının sesinden sonra şimdi onun sessizliğini duymaya başlamıştı. İlk katılımcılar sesi zamanla eşleştirme testlerine alındı. Mira klasik müzik, doğa sesleri ve çocuksu melodilerle insanlarda süre algısının nasıl değiştiğini gözlemliyordu. Bir kadın Beethoven dinlerken “Geçmişim gibi hissediyorum,” dedi. Başka biri çocukluğundaki ninninin ritmini duyduğunda gözleri doldu. Veri dosyası bu cümlelerle büyüyordu ama Mira onları grafiğe değil, günlüğüne yazıyordu. Çünkü artık za...

#MiraVeZamanınİzinde #DoğanınRitmi #EkolojikZamanAlgısı #GöçmenKuşlar #ZamanVeDoğa #BiyolojikSaat #DuygusalBilim #BilimVeHafıza #Zamanınİzinde #MesimeElifÜnalmış #HikayeSerisi #BlogHikayesi #TürkYazarı #SEOHikaye #BilimselHikaye #RitimVeDuygu #ZamanınSessizliği #DoğaİleBilim #ÇamKozalağı #KuşGöçü #ÇocukÖyküleri #ÇocukMasalları #ÇocukHikayeleri #ÖyküMasal #KısaMasal #GüzelMasal #UykuMasalı

  Mira ve Zamanın İzinde – Bölüm 6: Düşlerin Ardındaki Zaman Uykuya dalmak bir geçiştir — seslerden sessizliğe, bilincin kenarından bilinçaltının derinliklerine. Mira bu geçişi artık sadece yaşamak değil, incelemek istiyordu. Yeni projesinin adı “Rüya Zamanı: Bilinçaltında Süre Algısı”ydı. EEG cihazları bu kez uyku evrelerini, REM dalgalarını, düşlerin ritmini takip edecekti. Ama Mira için asıl veri, uyanınca söylenen cümlelerde saklıydı. Seattle’daki laboratuvarı karanlık odalara dönüşmüştü. Katılımcılar gece boyunca uyurken Mira onları gözlemliyordu. İlk veriler arasında bir detay vardı: Bir katılımcı rüyasında babasını gördüğünü söylemişti ve “Zaman durmuş gibiydi,” demişti. Mira bu cümleyi okurken kendi çocukluğundaki bir rüyayı hatırladı: Babasıyla birlikte deniz kıyısında yürüdükleri ve dalgaların sesinin hiç değişmediği o sessiz sahne. Mira’nın babası hakkında pek konuşmazdı. O sessiz adam, çocukken birkaç kez anlatmıştı zamanla ilgili hikâyeler. “Zaman, su gibi,” demişti bi...

Mira ve Zamanın İzinde – Bölüm 5: Doğanın Ritmi

  Mira ve Zamanın İzinde – Bölüm 5: Doğanın Ritmi Seattle’da rüzgâr yaprakları taşırken Mira laboratuvarın camından dışarıya baktı. Zamanı artık dalgalarla değil, rüzgârla ölçmek istiyordu. İnsan bedeninin ritmini anlamıştı; toplumun sessizliğini yazmıştı; çocukların kalp atışlarında geleceği görmüştü. Şimdi sıra doğadaydı. Zaman doğada nasıl akıyordu? Göçmen kuşlar saatle değil, sezgiyle mi uçuyordu? Ağaçlar yapraklarını neye göre döküyordu? Mira’nın yeni sorusu, bilimin ritmini sessizliğe dönüştürüyordu. Yeni projesi “Ekolojik Zaman Algısı: Doğa, Hafıza ve Dönüşüm” adını taşıyordu. İlk veri seti göçmen kuşların uydu takip sistemiyle elde edilen saat aralıklarını içeriyordu. Ama Mira bu rakamları değil, ritmi arıyordu. Kuşlar her yıl aynı saatte dönüyorlardı. Peki neden o saat? Biyolojik saat mi? Güneşin eğimi mi? Yoksa yaşanmışlığın dokusu mu? Bir ornitologla görüştü. Kuşların bazen birkaç dakika sapmalarla uçtuğunu, ama stresli bölgelerde bu sapmanın saatlere dönüştüğünü öğrendi...