Ana içeriğe atla

DENİZLERİN FERYADI: EFE'NİN UMUT HİKAYESİ

 

DENİZLERİN FERYADI: EFE'NİN UMUT HİKAYESİ


Efe yaz tatilini annesiyle birlikte deniz kenarında geçirmeyi büyük bir heyecanla bekliyordu. Ancak onun içindeki bu coşku, denize dalışıyla yerini karmaşık bir duygu seline bıraktı. Dalgıç gözlüğünü takıp denizin altına baktığında gördükleri, onu hem şok etti hem de üzdü. Plastik şişeler, poşetler ve atıklarla dolu deniz tabanı, Efe'nin içinde buruk bir isyan uyandırdı.


"Eğer bu kadar kirliyse denizler, neden kimse bir şey yapmıyor?" diye düşündü kendi kendine. Gördükleri gözlerinin önünden gitmiyordu. Efe’nin hayalinde denizlerin masmavi olması gerekirken gördüğü bu kirlilik, onun çocuk kalbini derinden yaralamıştı. Annesine döndüğünde, sesi titrek bir şekilde sordu: “Anne, insanlar neden denize bu kadar zarar veriyor? Büyükler neden bunu önemsemiyor?”


Efe'nin annesi derin bir iç çekerek ona şefkatle sarıldı. "Maalesef, bazen insanlar sadece kendi hayatlarına odaklanıyor, doğanın ihtiyaçlarını unutuyor," dedi. "Ama sen ve senin gibi çocuklar bu dünyayı değiştirebilirsiniz."


Efe, annesinin sözlerini uzun süre düşündü. İnsanların umursamazlığı onu hem üzmüş hem de daha kararlı hale getirmişti. Arkadaşlarına ilham vermek ve çevresindekilerin farkındalığını artırmak için büyük bir şey yapmak istiyordu. "Belki de bizim neslimiz bunu değiştirebilir," diye düşündü. Bu fikir, içinde bir umut ışığı yaktı.



Eve döndüğünde, hemen bir çevre bilinci projesi üzerinde çalışmaya başladı. Okulda öğretmenine denizde gördüğü kirliliği anlattı ve bir farkındalık sunumu yapmak istediğini söyledi. Öğretmeni bu fikri destekledi, Efe'nin hazırlıklarına yardım etti. Sunumunda deniz canlılarının plastik atıklar nedeniyle nasıl zarar gördüğünü anlattı. Arkadaşlarını da sahilde çöp toplama etkinliği düzenlemeye ikna etti.


Efe'nin çabaları yalnızca okulda değil, çevrede de yankı buldu. Onun azmi, yetişkinlerin bile dikkatini çekti. Efe, denizlerin kirliliğine son vermenin hayaliyle yaşarken, diğer çocukların da bu konuda bir şeyler yapma isteğiyle dolduğunu gördü. O ve arkadaşları, gelecekte daha büyük projeler hayal ettiler—deniz temizliği robotları, geri dönüşüm farkındalığını artıran uygulamalar, hatta çevreye duyarlı topluluklar kurmak gibi.


Denizin altında gördüğü o üzücü sahneler, Efe için bir dönüm noktası olmuştu. Geleceği değiştirecek, denizleri eski güzelliğine kavuşturacak nesillerin hayali, onun için artık çok daha gerçekti.

06.04.2035

Mesime Elif Ünalmış 


"Doğayı korumak, sadece bugünü değil, yarını da kurtarır."


  Soru ve Cevapları:

1. Efe, denize dalış yaptığında ne gördü ve nasıl hissetti?

   Denizin dibinde çöpler ve atıklar gördü, bu durum onu çok üzdü ve derinden etkiledi.


2. Efe, büyüklerin bu durumu neden umursamadığını düşündü?

   Büyüklerin sadece kendi hayatlarına odaklandığını ve doğayı unuttuğunu düşündü.


3. Anne , Efe'ye çevre kirliliği konusunda ne dedi?

   Annesi, Efe’nin neslinin dünyayı değiştirme gücüne sahip olduğunu söyledi ve onu cesaretlendirdi.


4.  Efe, çevre bilinci oluşturmak için ne yaptı?

   Okulunda bir farkındalık sunumu hazırladı, arkadaşlarını sahil temizliği etkinliğine teşvik etti ve onların desteğini aldı.


5. Efe’nin çabaları ne sonuç verdi?

   Onun çabaları çevresinde farkındalık yarattı, arkadaşlarıyla birlikte sahil temizliği yaptı ve gelecekteki projeleri hayal etmeye başladı.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YARDIMLAŞMA

               YARDIMLAŞMA ⭐ Tayfun, diğer arkadaşlarıyla teneffüse çıkmış, okul bahçesinde oynuyordu. Etrafında durmaksızın koşturan çocuklara bakıyordu. Tayfun, sakin bir çocuk olduğundan genelde bir köşede oturup arkadaşlarını izliyordu. Tayfun, peşinde koşturan sınıf arkadaşının düştüğünü görünce yerinden fırlayarak yardıma koştu. Gökhan fena düşmüştü ve acı içinde kıvranıyordu. Hemen ardından nöbetçi öğretmen yetişti ve Gökhan'ın yardımına koştu. Öğretmen ambulansı çağırarak Gökhan'ın hastaneye gitmesini sağladı. Ambulansın gelmesini beklerken, komşulardan biri olan Tayfun'un annesi, Gökhan'a ve öğretmenlere yardımcı olmak için geldi. Tayfun, arkadaşı için çok üzülmüştü. O günden sonra, müdür bey çocukların kolektif oyunlar oynamaları için belli kurallar çerçevesinde güzel oyunlar oynamalarını teşvik edecek konuşmalar yaptı. Koşturmadan da güzel oyunlar oynayabileceklerini hatırlattı. Bu olay, Tayfun'un arkadaşlarına daha çok yardım etmeye ba...

KAVRAMSAL ÖYKÜLER

🌼  Sevgi🌼 Dilek, henüz 1. sınıfa gidiyordu. Sapsarı saçları ve mavi gözleriyle çok sevimliydi. Dilek, okulun açılmasıyla yeni arkadaşlar edinmiş ve okuluna iyice alışmaya başlamıştı. Yeni şeyler öğrenmek onu heyecanlandırıyordu. Okulu çok seviyordu ve arkadaşlarını da çok değerli buluyordu. Ancak en çok arkadaşı Semra'yı seviyordu. Semra'nın babası öğretmen olduğu için başka bir okula tayin olmuştu ve Semra'dan ayrılmak zorunda kaldı. Dilek bu duruma çok üzülmüştü. Ancak annesi durumu kabul etmesi için Dilek'i karşısına alarak durumu izah etti. Annesi, Dilek'in dilediği zaman Semra'yı arayabileceğini söyledi. Dilek bunun üzerine çok sevindi. O günden sonra bütün dikkatini okula vererek yeni şeyler öğrenmeye devam etti. Aradan geçen zaman içinde arkadaşlarını aramayı da ihmal etmedi. Dilek, yeni arkadaşlar edinmeye ve sınıfında daha aktif olmaya devam etti. Semra'yla da sık sık telefonla konuşarak bağlarını koparmadı. Okulda öğrendiği yeni bilgileri ve ya...

Hatay Depreminin İkinci Yıldönümü: Yıkımın ve Umudun İzleri

  Hatay'da depremin üzerinden iki yıl geçti. Ancak, bu doğal afetin açtığı yaralar hala sarılmayı bekliyor. Depremzedeler, yaşadıkları acıları ve çaresizlikleri unutamıyor. Onların hikayeleri, bizlere dayanışmanın ve insanlığın önemini hatırlatıyor. Depremde evlerini, sevdiklerini kaybeden insanlar, yeni bir hayat kurma çabası içinde. Bu zorlu süreçte, birbirlerine destek olarak ayakta kalmaya çalışıyorlar. Her şeye rağmen umutlarını yitirmeyen depremzedeler, yarınlara daha güçlü bakma arzusu taşıyor. Depremin getirdiği yıkımın ardından, hayatlarını yeniden inşa etmeye çalışan bu insanların sesine kulak vermek ve onların yaşadığı zorlukları anlamak, hepimiz için bir sorumluluk. Bir daha bu acıların yaşanmaması için, toplum olarak bilinçli ve duyarlı olmalıyız. Bu yıldönümünde, depremzedelerin acılarını ve çaresizliklerini unutmamak için bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: Yaşananlardan ders çıkararak, gelecekte daha sağlam adımlar atmalıyız. Bu süreçte en önemli şey, dayanışma v...