Ana içeriğe atla

Deri Hanım: Vücudun Parlayan Sanatçısı


 



Deri Hanım: Vücudun Parlayan Sanatçısı


Bir sabah Fatih aynaya baktığında, Deri Hanım neşeyle ona seslendi:  

"Fatih, canım benim, sanatımı görüyorsun değil mi? Her noktam ustalıkla işlenmiş bir tablo gibi! Ancak son zamanlarda biraz ihmal edildiğimi hissediyorum. Bu kırmızı noktalar, sivilce desen modası değildir, inan bana!"


Fatih biraz utanarak sordu:  

"Deri Hanım, neden bu kadar önemli olduğunu anlatır mısın? Ve sivilcelerim neden bu kadar çoğaldı?"  

Deri Hanım hafifçe güldü:  

"Aah Fatih, cildin benim sahnem ve her şey beslenme, hijyen ve bakımınla başlar. Mesela, fazla şeker tüketmekle gözeneklerime kötü bir şiir yazıyorsun! Gözeneklerim: 'Bu kadar tatlıya dayanamıyoruz!' diye bağırıyor. Ama endişelenme, birlikte bunu düzeltebiliriz."


Deri Hanım, Fatih'e cildin katmanlarından ve işlevlerinden bahsetti:  

1. Epidermis "Bu benim ön cephem, yağmurdan güneşe kadar seni koruyan kahramanım."  

2. Dermis: "Burada kolajen orkestram çalıyor! Bu orkestrayı C vitamini ile beslersen konser tadından yenmez."  

3. Hipodermis: "Burası yumuşaklığımın sırrı. Ama fazla yağ, karnavalı abartmak gibi olur, denge her şeydir!"  


Fatih cilt hastalıklarını sorunca, Deri Hanım eğlenceli bir dille açıkladı:  

"Egzama mı? O bir drama kraliçesidir, kuru cildimi daha da kızıştırır. Akne mi? Tıpkı isyankar bir sanatçı gibi, kaotik eserler yaratır. Mantar enfeksiyonları? Bana fazla nem verirsen, dans etmeye başlarlar, ama bu bir dans partisi değil!"  

Deri Hanım konuşmaya devam etti:  

"Fatih, cildin sadece bir kalkan değil; aynı zamanda bir sanat eseri! Da Vinci Mona Lisa’yı yapmış olabilir, ama her insan cildi onun tuvalinden daha karmaşık bir şaheser. Güneş kremi ve nemlendirici kullanmazsan bu eseri mahvedersin."  

Fatih'in ellerini yüzüne sürdüğünü gören Deri Hanım, gülerek:  

"Ellerini yıkamadan yüzüme dokunmak mı? Ah lütfen, mikroplar karnavalı istemiyorum! Ve lütfen şu abur cuburları azalt, gözeneklerim festival havasına bürünmüş durumda."

Fatih ciddi bir yüzle:  

"Peki seni nasıl mutlu edebilirim, Deri Hanım?"  

Deri Hanım yanıtladı:  

"Bol su iç, sebzelerle gözeneklerimi tazele, düzenli temizliğe özen göster ve güneş kremi sür. Bu basit ama etkili yöntemlerle cilt tarihine damga vurabiliriz!"

O günden sonra Fatih, Deri Hanım'ın tavsiyelerini yerine getirdi ve cildi göz alıcı bir parlaklık kazandı. Deri Hanım teşekkür etti:  

"Fatih, artık bir sanat müzesinde sergilenebiliriz! Unutma, cilt sağlığı bir yaşam tarzıdır, bir süreç değil."

24.04.2025

Mesime Elif Ünalmış 


"Cildiniz, yaşadığınız hayatın aynasıdır; ona ne verirseniz, size o şekilde geri yansıtır."


 Soru ve Cevaplar

1.Soru: Güneş kremi neden bu kadar önemli?  

   Cevap: Güneş kremi, cildinizi zararlı UV ışınlarından koruyarak erken yaşlanmayı ve cilt kanserini önler.


2. Soru: Egzama neden oluşur?  

   Cevap: Egzama, genetik yatkınlık, alerjenler veya stres gibi faktörlerle tetiklenebilir. Nemlendirme ve doğru bakım önemlidir.

3 .Soru: Sivilceleri azaltmanın en iyi yolu nedir?  

   Cevap: Dengeli beslenme, düzenli cilt temizliği ve gözenekleri tıkamayan ürünler kullanmak etkili yöntemlerdir.

 

4.Soru: Neden cilt peelingi yapmalıyız?  

 Cevap: Peeling, ölü derileri uzaklaştırarak cildin yenilenmesini destekler ve daha parlak bir görünüm sağlar.


5. Soru: Fazla su içmek cildi nasıl etkiler?  

   Cevap: Su, cildi nemli tutarak elastikiyetini artırır ve toksinlerin atılmasına yardımcı olur.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YARDIMLAŞMA

               YARDIMLAŞMA ⭐ Tayfun, diğer arkadaşlarıyla teneffüse çıkmış, okul bahçesinde oynuyordu. Etrafında durmaksızın koşturan çocuklara bakıyordu. Tayfun, sakin bir çocuk olduğundan genelde bir köşede oturup arkadaşlarını izliyordu. Tayfun, peşinde koşturan sınıf arkadaşının düştüğünü görünce yerinden fırlayarak yardıma koştu. Gökhan fena düşmüştü ve acı içinde kıvranıyordu. Hemen ardından nöbetçi öğretmen yetişti ve Gökhan'ın yardımına koştu. Öğretmen ambulansı çağırarak Gökhan'ın hastaneye gitmesini sağladı. Ambulansın gelmesini beklerken, komşulardan biri olan Tayfun'un annesi, Gökhan'a ve öğretmenlere yardımcı olmak için geldi. Tayfun, arkadaşı için çok üzülmüştü. O günden sonra, müdür bey çocukların kolektif oyunlar oynamaları için belli kurallar çerçevesinde güzel oyunlar oynamalarını teşvik edecek konuşmalar yaptı. Koşturmadan da güzel oyunlar oynayabileceklerini hatırlattı. Bu olay, Tayfun'un arkadaşlarına daha çok yardım etmeye ba...

KAVRAMSAL ÖYKÜLER

🌼  Sevgi🌼 Dilek, henüz 1. sınıfa gidiyordu. Sapsarı saçları ve mavi gözleriyle çok sevimliydi. Dilek, okulun açılmasıyla yeni arkadaşlar edinmiş ve okuluna iyice alışmaya başlamıştı. Yeni şeyler öğrenmek onu heyecanlandırıyordu. Okulu çok seviyordu ve arkadaşlarını da çok değerli buluyordu. Ancak en çok arkadaşı Semra'yı seviyordu. Semra'nın babası öğretmen olduğu için başka bir okula tayin olmuştu ve Semra'dan ayrılmak zorunda kaldı. Dilek bu duruma çok üzülmüştü. Ancak annesi durumu kabul etmesi için Dilek'i karşısına alarak durumu izah etti. Annesi, Dilek'in dilediği zaman Semra'yı arayabileceğini söyledi. Dilek bunun üzerine çok sevindi. O günden sonra bütün dikkatini okula vererek yeni şeyler öğrenmeye devam etti. Aradan geçen zaman içinde arkadaşlarını aramayı da ihmal etmedi. Dilek, yeni arkadaşlar edinmeye ve sınıfında daha aktif olmaya devam etti. Semra'yla da sık sık telefonla konuşarak bağlarını koparmadı. Okulda öğrendiği yeni bilgileri ve ya...

Hatay Depreminin İkinci Yıldönümü: Yıkımın ve Umudun İzleri

  Hatay'da depremin üzerinden iki yıl geçti. Ancak, bu doğal afetin açtığı yaralar hala sarılmayı bekliyor. Depremzedeler, yaşadıkları acıları ve çaresizlikleri unutamıyor. Onların hikayeleri, bizlere dayanışmanın ve insanlığın önemini hatırlatıyor. Depremde evlerini, sevdiklerini kaybeden insanlar, yeni bir hayat kurma çabası içinde. Bu zorlu süreçte, birbirlerine destek olarak ayakta kalmaya çalışıyorlar. Her şeye rağmen umutlarını yitirmeyen depremzedeler, yarınlara daha güçlü bakma arzusu taşıyor. Depremin getirdiği yıkımın ardından, hayatlarını yeniden inşa etmeye çalışan bu insanların sesine kulak vermek ve onların yaşadığı zorlukları anlamak, hepimiz için bir sorumluluk. Bir daha bu acıların yaşanmaması için, toplum olarak bilinçli ve duyarlı olmalıyız. Bu yıldönümünde, depremzedelerin acılarını ve çaresizliklerini unutmamak için bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: Yaşananlardan ders çıkararak, gelecekte daha sağlam adımlar atmalıyız. Bu süreçte en önemli şey, dayanışma v...