Ana içeriğe atla

7 bölüm Gölgeler ve Işık: Serpenthia’nın Aldatmacası Bölüm 7: Gerçek ve Yalan Arasındaki Çizgi

 


Bölüm 7: Gerçek ve Yalan Arasındaki Çizgi 

Kasaba halkı, Morganta’nın alevlerinden yeni çıkmıştı, ancak şimdi gerçeklik kayboluyordu.  

İlk başta herkes her şeyin normal olduğunu düşündü. Ancak saatler geçtikçe bazı şeylerin yanlış olduğunu fark ettiler.  

Serpenthia’nın Sessiz Saldırısı 

Kasaba halkı zamanın akmadığını fark etti.  

Güneş hiç hareket etmiyordu. 

Saatler geçtikçe, gökyüzünün rengi değişmedi.  

Bir adam, çarşı meydanına yürüdü, ancak adım attığında aynı noktada kaldığını fark etti.  

Bir kadın  kapısını açmaya çalıştı, ancak kapı açılmadı—çünkü aslında orada değildi.  

Bir çocuk, annesine seslendi, ancak ses çıkmadı.  

Serpenthia, gerçeklikten yavaşça anıları silmeye başlamıştı.  


"Gerçek, yalnızca benim izin verdiğim kadardır. Siz, hiçbir zaman burada değildiniz!"  

Kasaba halkı panikle birbirine bakmaya başladı.  

Ancak hiçbir şey net değildi.  

Liora’nın İlk Müdahalesi 

Tam o anda, bebeğin gözleri parladı.  

Kasabanın ortasında hafif bir beyaz ışık yükseldi.  

Kasaba halkı sessizleşti.  

Bir çocuk, annesinin elini tekrar hissetti.  

Bir adam, çalıştığı dükkânın tekrar yerinde olduğunu gördü.  

Ve zamanda bir dalgalanma oluştu.  

Serpenthia’nın Son Hamlesi 

Serpenthia illüzyonlarını daha da güçlendirdi.  

Kasaba halkı yeniden gerçekliği kaybetti.  

Ancak Liora pes etmedi.  

Bir kez daha gözlerinden ışık süzüldü.  

Ve kasaba halkı yeniden gerçeğe döndü.  

Serpenthia’nın Yenilgisi ve Gerçeğin Zaferi 

Serpenthia geri çekildi.  

"İllüzyonlarım kırılıyor! Bu imkansız!"  

Seraphine, halkın ortasında Liora’ya baktı.  

"Gerçek, aldatılamaz. İnsan ruhu, hiçbir illüzyona teslim olmaz!"  

Kasaba halkı yeniden gerçeğe döndü. 

Ve Serpenthia kayboldu.  

19.06.2025

Mesime Elif Ünalmış 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YARDIMLAŞMA

               YARDIMLAŞMA ⭐ Tayfun, diğer arkadaşlarıyla teneffüse çıkmış, okul bahçesinde oynuyordu. Etrafında durmaksızın koşturan çocuklara bakıyordu. Tayfun, sakin bir çocuk olduğundan genelde bir köşede oturup arkadaşlarını izliyordu. Tayfun, peşinde koşturan sınıf arkadaşının düştüğünü görünce yerinden fırlayarak yardıma koştu. Gökhan fena düşmüştü ve acı içinde kıvranıyordu. Hemen ardından nöbetçi öğretmen yetişti ve Gökhan'ın yardımına koştu. Öğretmen ambulansı çağırarak Gökhan'ın hastaneye gitmesini sağladı. Ambulansın gelmesini beklerken, komşulardan biri olan Tayfun'un annesi, Gökhan'a ve öğretmenlere yardımcı olmak için geldi. Tayfun, arkadaşı için çok üzülmüştü. O günden sonra, müdür bey çocukların kolektif oyunlar oynamaları için belli kurallar çerçevesinde güzel oyunlar oynamalarını teşvik edecek konuşmalar yaptı. Koşturmadan da güzel oyunlar oynayabileceklerini hatırlattı. Bu olay, Tayfun'un arkadaşlarına daha çok yardım etmeye ba...

KAVRAMSAL ÖYKÜLER

🌼  Sevgi🌼 Dilek, henüz 1. sınıfa gidiyordu. Sapsarı saçları ve mavi gözleriyle çok sevimliydi. Dilek, okulun açılmasıyla yeni arkadaşlar edinmiş ve okuluna iyice alışmaya başlamıştı. Yeni şeyler öğrenmek onu heyecanlandırıyordu. Okulu çok seviyordu ve arkadaşlarını da çok değerli buluyordu. Ancak en çok arkadaşı Semra'yı seviyordu. Semra'nın babası öğretmen olduğu için başka bir okula tayin olmuştu ve Semra'dan ayrılmak zorunda kaldı. Dilek bu duruma çok üzülmüştü. Ancak annesi durumu kabul etmesi için Dilek'i karşısına alarak durumu izah etti. Annesi, Dilek'in dilediği zaman Semra'yı arayabileceğini söyledi. Dilek bunun üzerine çok sevindi. O günden sonra bütün dikkatini okula vererek yeni şeyler öğrenmeye devam etti. Aradan geçen zaman içinde arkadaşlarını aramayı da ihmal etmedi. Dilek, yeni arkadaşlar edinmeye ve sınıfında daha aktif olmaya devam etti. Semra'yla da sık sık telefonla konuşarak bağlarını koparmadı. Okulda öğrendiği yeni bilgileri ve ya...

Hatay Depreminin İkinci Yıldönümü: Yıkımın ve Umudun İzleri

  Hatay'da depremin üzerinden iki yıl geçti. Ancak, bu doğal afetin açtığı yaralar hala sarılmayı bekliyor. Depremzedeler, yaşadıkları acıları ve çaresizlikleri unutamıyor. Onların hikayeleri, bizlere dayanışmanın ve insanlığın önemini hatırlatıyor. Depremde evlerini, sevdiklerini kaybeden insanlar, yeni bir hayat kurma çabası içinde. Bu zorlu süreçte, birbirlerine destek olarak ayakta kalmaya çalışıyorlar. Her şeye rağmen umutlarını yitirmeyen depremzedeler, yarınlara daha güçlü bakma arzusu taşıyor. Depremin getirdiği yıkımın ardından, hayatlarını yeniden inşa etmeye çalışan bu insanların sesine kulak vermek ve onların yaşadığı zorlukları anlamak, hepimiz için bir sorumluluk. Bir daha bu acıların yaşanmaması için, toplum olarak bilinçli ve duyarlı olmalıyız. Bu yıldönümünde, depremzedelerin acılarını ve çaresizliklerini unutmamak için bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: Yaşananlardan ders çıkararak, gelecekte daha sağlam adımlar atmalıyız. Bu süreçte en önemli şey, dayanışma v...