Önsöz – Zehirin Kalbinde Büyüyen Işık
Her masal bir “bir varmış”la başlar ama bazıları toprak kadar eski bir kalpten yürüyerek gelir...
Bu anlatı da onlardan biri.
Kökü bir bedduada gizli. Gölgesi dört çirkin çocukla büyüdü. Ve bir sabah... sabah olmadan doğan bir bebekle değişti her şey: Güven.
Bu hikâye, yalnız bir kadının sevgisinden doğan öfkeyle; o öfkenin, toprağa bir zehir gibi sızmasıyla başlıyor. Ardından gelen çocuklar, birer kırgın meyve gibi düşüyor ağacın altına. Ve sonra, sessiz bir sabah — biri doğuyor. O doğduğunda, anne ve baba aynı anda gözlerini kapatıyor; geriye bir tek umut kalıyor: kendisi gibi doğmayanları bile sevebilen bir kalp.
Masal, beddua ile başlıyor belki,
Ama her bölümde iyiliğin, sabrın, affetmenin nasıl devrim yarattığına tanık oluyoruz.
Zehirli bir ağacın altında kurulan sofra, en sonunda şifaya dönüşüyor.
Çirkinliğin sadece yüzde değil, kalpte saklı olduğunu görürken, güzelliklerin de gizli kapılarla açıldığını fark ediyoruz.
Bu seri;
- Anlatılmamış acıların, susulmuş iyiliklerin,
- Affedilen düşmanların,
- Gölgesinden korkmayan bebeklerin hikâyesi.
Güven’in sesiyle başlayan bu yolculuk, Nur’un ışığında tamamlanıyor.
Ve belki de en çok şunu fısıldıyor bize:
“Hiçbir kötülük kalıcı değildir...
Yeter ki biri, iyiliği koşulsuzca seçebilsin.”
Artık ilk sayfa açılıyor.
Ve sen de bu masalın gölgesinde değil — şığında yürümeye davetlisin.
27.06.2025
Yazan: Mesime Elif ÜNALMIŞ
Yorumlar
Yorum Gönder
Merhaba sevgili okuyucular, paylaştığım hikayeler ve yazılar hakkındaki düşüncelerinizi çok merak ediyorum! Yorumlarınız benim için çok değerli. Lütfen görüşlerinizi ve önerilerinizi paylaşmaktan çekinmeyin. Hep birlikte daha güzel bir topluluk oluşturalım! ✍️