Ana içeriğe atla

SEKİZİNCİ BÖLÜM: GELECEĞİ ŞEKİLLENDİRMEK

 


SEKİZİNCİ BÖLÜM: GELECEĞİ ŞEKİLLENDİRMEK 


Sabah, kamp alanında çocuklar heyecanla bir araya geldi. Bugün onların büyük bir keşif yapacakları gündü. Sinem Hanım onları toplayarak yeni bir projeye başlamadan önce önemli bir yere götüreceğini söyledi.  


"Bugün, doğayı korumak için su israfını önleyen projeler üretmeye çalışacağız. Ama önce, teknolojinin dünyaya nasıl yardımcı olabileceğini görmeliyiz. Şimdi, bir robot fabrikasını ziyaret edeceğiz!"  


Çocukların gözleri parladı. Robotlar! Birçoğu daha önce böyle bir fabrikaya gitmemişti. Büyük bir merakla araçlara bindiler ve birkaç saat sonra, devasa bir teknoloji merkezine ulaştılar.  


Fabrika kapılarından içeri girdiklerinde, dev makineler sessizce çalışıyordu. Çocuklar, üretim hatlarındaki robotların kusursuz bir düzenle bir araya getirildiğini izliyorlardı. Bazıları tarım için tasarlanmış, bazıları su yönetiminde kullanılacak akıllı sistemleri kontrol ediyordu.  


Fabrika yöneticisi çocukları karşıladı ve onlara robotların nasıl üretildiğini anlattı.  


"Biz burada, insan hayatını kolaylaştıran ve çevreyi koruyan robotlar üretiyoruz. Akıllı sulama sistemleri, enerji tasarrufu yapan makineler, geri dönüşüm süreçlerini hızlandıran algoritmalar... Teknoloji doğru kullanıldığında insanlığa fayda sağlar," dedi.  


Yasmin büyülenmiş bir şekilde izledi. "Bu sistemler sayesinde suyu daha az israf edebiliriz!"


Li hemen ekledi: "Eğer tarım için akıllı sensörler kullanırsak, bitkiler sadece ihtiyaçları olduğu kadar su alır, fazlası boşa gitmez!" 


Çocuklar büyük bir coşkuyla fabrikayı gezmeye devam etti. Ancak, Emil bir noktada duraksadı. Yüzü düşünceliydi.  


"Teknoloji çok güçlü,"  dedi. "Ama ya kötü niyetle kullanılırsa?"  


Bu soru, herkesin kafasında yankılandı. Sinem Hanım öne çıktı ve derin bir nefes aldı.  


"Çok önemli bir noktaya değindin Emil. Teknoloji güçlüdür, ama onun nasıl kullanıldığı bizim seçimimizdir. Eğer adaletli, etik ve vatansever yöneticiler olursa, teknoloji insanlığın hizmetinde olur. Ama eğer çıkarlar uğruna kötüye kullanılırsa, doğaya ve insanlığa zarar verebilir."  


Çocuklar derin bir sessizliğe gömüldü. Bu düşünce, hepsini bir anda düşündürdü. Bir buluşun sadece nasıl yapıldığı değil, nasıl kullanıldığı da önemliydi.  


Fabrikadan ayrıldıklarında, artık sadece teknolojiye hayranlık duymuyorlardı. Onun sorumluluğunu da fark etmişlerdi.  


Kamp alanına döndüklerinde, artık kendi projelerini üretmek için hazırdılar.  


"Şimdi sıra sizde!" dedi Sinem Hanım. "Doğayı korumak, su israfını önlemek için projeler geliştirin!" 


Li hızlıca defterini açtı. "Akıllı sulama sensörleri yapabiliriz!"  


Camille ekledi: "Belki su kaçaklarını tespit eden bir sistem olabilir! Böylece gereksiz yere su harcanmaz." 


Katana heyecanla önerisini sundu: "Yağmur suyunu toplayan bir sistem yapalım. Eğer suyu depolarsak, gereksiz harcamayı önleriz!" 


Çocuklar fikirleri birbirine ekleyerek ilerlemeye başladı. Gün boyunca planlar yapıldı, projeler tasarlandı. Artık sadece doğayı korumayı istemekle kalmıyorlardı, gerçekten çözümler üretmeye başlamışlardı.  


Gece kamp ateşi etrafında bir araya geldiklerinde, Sinem Hanım onlara yine o önemli soruyu sordu:  


"Bugün ne öğrendiniz?" 


Sofia heyecanla konuştu: "Teknoloji doğru kullanıldığında, dünyayı daha yaşanabilir hale getiriyor!" 


Emil başını salladı. "Ama yanlış kullanılırsa, insanlığın sonunu bile getirebilir. Bu yüzden kimlerin yönettiği çok önemli."  


Li dikkatlice düşündü. "Bu yüzden yöneticiler adaletli ve dürüst olmalı. Eğer bir ülkenin ekonomisi iyi olsun istiyorsak, yöneticiler etik olmalı ve ülkenin çıkarlarını gerçekten düşünmeli." 


Sinem Hanım, çocukların gözlerindeki ışığı gördü.  


"Bugün büyük bir farkındalık kazandınız. Geleceği şekillendiren şey yalnızca teknoloji değil, onu yöneten insanların adaletli ve vatansever olmasıdır. Eğer insanlar doğaya zarar verirse, bir gün yaşanacak bir dünya kalmaz. Eğer suyu israf edersek, bir gün içecek su bulamayız. Eğer teknolojiyi kötüye kullanırsak, bir gün insanlığın sonunu getiririz."  


"Ama bugün sizler, daha iyi bir dünya için düşünmeye başladınız. Ve bu, büyük bir değişimin başlangıcıdır." 


O gece, çocuklar sadece teknoloji ve doğa üzerine düşünmediler. Dünyayı nasıl daha iyi hale getireceklerini sorguladılar.  


Yeni bir gün, yeni umutlar onları bekliyordu.  


"Geleceği şekillendirmek, onu adaletle ve etik değerlerle yönetmekle mümkündür. Bilim, ancak doğru ellerde olduğunda dünyayı koruyabilir."


03.06.2025

Mesime Elif Ünalmış 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YARDIMLAŞMA

               YARDIMLAŞMA ⭐ Tayfun, diğer arkadaşlarıyla teneffüse çıkmış, okul bahçesinde oynuyordu. Etrafında durmaksızın koşturan çocuklara bakıyordu. Tayfun, sakin bir çocuk olduğundan genelde bir köşede oturup arkadaşlarını izliyordu. Tayfun, peşinde koşturan sınıf arkadaşının düştüğünü görünce yerinden fırlayarak yardıma koştu. Gökhan fena düşmüştü ve acı içinde kıvranıyordu. Hemen ardından nöbetçi öğretmen yetişti ve Gökhan'ın yardımına koştu. Öğretmen ambulansı çağırarak Gökhan'ın hastaneye gitmesini sağladı. Ambulansın gelmesini beklerken, komşulardan biri olan Tayfun'un annesi, Gökhan'a ve öğretmenlere yardımcı olmak için geldi. Tayfun, arkadaşı için çok üzülmüştü. O günden sonra, müdür bey çocukların kolektif oyunlar oynamaları için belli kurallar çerçevesinde güzel oyunlar oynamalarını teşvik edecek konuşmalar yaptı. Koşturmadan da güzel oyunlar oynayabileceklerini hatırlattı. Bu olay, Tayfun'un arkadaşlarına daha çok yardım etmeye ba...

KAVRAMSAL ÖYKÜLER

🌼  Sevgi🌼 Dilek, henüz 1. sınıfa gidiyordu. Sapsarı saçları ve mavi gözleriyle çok sevimliydi. Dilek, okulun açılmasıyla yeni arkadaşlar edinmiş ve okuluna iyice alışmaya başlamıştı. Yeni şeyler öğrenmek onu heyecanlandırıyordu. Okulu çok seviyordu ve arkadaşlarını da çok değerli buluyordu. Ancak en çok arkadaşı Semra'yı seviyordu. Semra'nın babası öğretmen olduğu için başka bir okula tayin olmuştu ve Semra'dan ayrılmak zorunda kaldı. Dilek bu duruma çok üzülmüştü. Ancak annesi durumu kabul etmesi için Dilek'i karşısına alarak durumu izah etti. Annesi, Dilek'in dilediği zaman Semra'yı arayabileceğini söyledi. Dilek bunun üzerine çok sevindi. O günden sonra bütün dikkatini okula vererek yeni şeyler öğrenmeye devam etti. Aradan geçen zaman içinde arkadaşlarını aramayı da ihmal etmedi. Dilek, yeni arkadaşlar edinmeye ve sınıfında daha aktif olmaya devam etti. Semra'yla da sık sık telefonla konuşarak bağlarını koparmadı. Okulda öğrendiği yeni bilgileri ve ya...

Hatay Depreminin İkinci Yıldönümü: Yıkımın ve Umudun İzleri

  Hatay'da depremin üzerinden iki yıl geçti. Ancak, bu doğal afetin açtığı yaralar hala sarılmayı bekliyor. Depremzedeler, yaşadıkları acıları ve çaresizlikleri unutamıyor. Onların hikayeleri, bizlere dayanışmanın ve insanlığın önemini hatırlatıyor. Depremde evlerini, sevdiklerini kaybeden insanlar, yeni bir hayat kurma çabası içinde. Bu zorlu süreçte, birbirlerine destek olarak ayakta kalmaya çalışıyorlar. Her şeye rağmen umutlarını yitirmeyen depremzedeler, yarınlara daha güçlü bakma arzusu taşıyor. Depremin getirdiği yıkımın ardından, hayatlarını yeniden inşa etmeye çalışan bu insanların sesine kulak vermek ve onların yaşadığı zorlukları anlamak, hepimiz için bir sorumluluk. Bir daha bu acıların yaşanmaması için, toplum olarak bilinçli ve duyarlı olmalıyız. Bu yıldönümünde, depremzedelerin acılarını ve çaresizliklerini unutmamak için bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: Yaşananlardan ders çıkararak, gelecekte daha sağlam adımlar atmalıyız. Bu süreçte en önemli şey, dayanışma v...