Ana içeriğe atla

Bölüm 1: Umbra Noctis’in Sonsuz Gölgesi

 




Bölüm 1: Umbra Noctis’in Sonsuz Gölgesi  

Kasaba, hiç olmadığı kadar sessizdi. Gece, her zamanki gibi başlamıştı, ancak bu gece yıldızlar parlamıyordu. İnsanlar sokak lambalarının loş ışığında birbirlerine şüpheyle bakıyor, içlerindeki  anlam veremedikleri huzursuzluğu  yok saymaya çalışıyordu.  

Kötülük, gözle görülmeyen bir örtü gibi  kasabanın üzerine yavaşça süzülmüştü.  

Umbra Noctis, gecenin efendisi, ay ışığını çalmak ve dünyayı ebedi bir karanlığa mahkûm etmek için yeniden ortaya çıkmıştı.  

Kasabanın İçinde Yükselen Korku  

İlk başta kimse fark etmedi.  

Ancak gece ilerledikçe, ay ışığının gitgide azaldığını  gördüler.  

Sokaklarda yürüyenler, karanlığın içlerine işlediğini fark ettiler.  

Gözleri  bir noktada odaklanamıyordu , gölgeler sessizce hareket ediyor gibiydi. 

İlk fısıltılar gecenin ilerleyen saatlerinde geldi.  

Rüzgar olmayan bir dilde konuşuyor gibiydi.  

İnsanlar evlerine kapanmaya başladılar, ancak hiçbir kapı onları karanlıktan koruyamazdı.  

Kasabanın en yaşlı kadını, başını kaldırdı ve  sessizce mırıldandı:  

"O geri döndü." 

Ve böylece, Umbra Noctis’in laneti başladı.

Umbra Noctis’in Gölgelerle Konuşması  

Gece tamamen  hükmünü sürerken, gölgeler  canlandı.  

İnsanlar kendilerini unuttular.  

Bir baba çocuğuna seslenmek istedi, ancak smini hatırlayamadı.  

Bir çocuk annesinin yüzünü düşündü, ancak onu kim olduğunu bilemeyecek kadar kaybolmuş hissetti.  

Umbra Noctis sessizce kasabanın ortasında belirdi, varlığını yalnızca soğuk bir uğultu ile hissettirdi.  

Bu dünya ışıkla var olamaz. Ben, karanlığın ebedi hükmüyle geldim."  

Kasaba halkı, hiçbir şeyin onları bu gölgelerden koruyamayacağını düşündü.  

Seraphine’in Direnişi ve Liora’nın İlk Müdahalesi  

Tam o anda, iyilik kraliçesi Seraphine kasabanın meydanına çıktı.  

Ancak bu kez yalnız değildi.  

Kucağında tanrıçaların hediyesi, mucize çocuk Liora vardı.  

Kasaba halkı onu gördü, ama ilk başta hiçbir şey anlamadı.  


Bir çocuk gözlerini kıstı, Liora’nın hafifçe parladığını fark etti.  


Ve o an, Umbra Noctis’in gölgeleri ilk kez titredi.  

Karanlığın İlk Çatırdaması  

Seraphine, yüksek sesle konuştu:  

Karanlık en güçlü olduğu anda bile ışık asla tamamen kaybolmaz." 

Kasaba halkı, nefes aldı, ancak hava hâlâ ağırdı.  

Liora gözlerini açtı.  

Ve bir anda, yıldızlar gökyüzünde titremeye başladı.  

Kötülüğün İlk Geri Çekilişi  

Umbra Noctis bir an duraksadı.  

Bu yeni bir şeydi.  

Kehanet lk defa ona meydan okuyordu.  


Kasaba halkı, nefeslerinin yeniden derinleştiğini fark etti.  


Bir baba çocuğunu kucakladı, artık onun kim olduğunu hatırlıyordu.  

Bir çocuk annesini tanıdı, artık onu kaybetmekten korkmuyordu.  

Umbra Noctis’in Geri Çekilişi ve Mücadelenin Başlangıcı  


Karanlık amamen yenilmemişti, ancak ilk kez yara almıştı.  


Umbra Noctis, gölgelere çekilerek son bir fısıltı bıraktı:  

"Bu daha başlangıç."  

Seraphine, Liora’yı biraz daha sıkı tuttu.  


Kasaba halkı biliyordu ki, karanlık kolayca yok olmayacaktı.  

Ama artık bir umut vardı"  


Liora, gözlerini kırpıştırdı ve uykuya daldı.  

Ve böylece mücadele başlamış old     

    13.06.2025

    Mesime Elif Ünalmış 

Beğendiyseniz,

Lütfen paylaşalım. Abone ol.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YARDIMLAŞMA

               YARDIMLAŞMA ⭐ Tayfun, diğer arkadaşlarıyla teneffüse çıkmış, okul bahçesinde oynuyordu. Etrafında durmaksızın koşturan çocuklara bakıyordu. Tayfun, sakin bir çocuk olduğundan genelde bir köşede oturup arkadaşlarını izliyordu. Tayfun, peşinde koşturan sınıf arkadaşının düştüğünü görünce yerinden fırlayarak yardıma koştu. Gökhan fena düşmüştü ve acı içinde kıvranıyordu. Hemen ardından nöbetçi öğretmen yetişti ve Gökhan'ın yardımına koştu. Öğretmen ambulansı çağırarak Gökhan'ın hastaneye gitmesini sağladı. Ambulansın gelmesini beklerken, komşulardan biri olan Tayfun'un annesi, Gökhan'a ve öğretmenlere yardımcı olmak için geldi. Tayfun, arkadaşı için çok üzülmüştü. O günden sonra, müdür bey çocukların kolektif oyunlar oynamaları için belli kurallar çerçevesinde güzel oyunlar oynamalarını teşvik edecek konuşmalar yaptı. Koşturmadan da güzel oyunlar oynayabileceklerini hatırlattı. Bu olay, Tayfun'un arkadaşlarına daha çok yardım etmeye ba...

KAVRAMSAL ÖYKÜLER

🌼  Sevgi🌼 Dilek, henüz 1. sınıfa gidiyordu. Sapsarı saçları ve mavi gözleriyle çok sevimliydi. Dilek, okulun açılmasıyla yeni arkadaşlar edinmiş ve okuluna iyice alışmaya başlamıştı. Yeni şeyler öğrenmek onu heyecanlandırıyordu. Okulu çok seviyordu ve arkadaşlarını da çok değerli buluyordu. Ancak en çok arkadaşı Semra'yı seviyordu. Semra'nın babası öğretmen olduğu için başka bir okula tayin olmuştu ve Semra'dan ayrılmak zorunda kaldı. Dilek bu duruma çok üzülmüştü. Ancak annesi durumu kabul etmesi için Dilek'i karşısına alarak durumu izah etti. Annesi, Dilek'in dilediği zaman Semra'yı arayabileceğini söyledi. Dilek bunun üzerine çok sevindi. O günden sonra bütün dikkatini okula vererek yeni şeyler öğrenmeye devam etti. Aradan geçen zaman içinde arkadaşlarını aramayı da ihmal etmedi. Dilek, yeni arkadaşlar edinmeye ve sınıfında daha aktif olmaya devam etti. Semra'yla da sık sık telefonla konuşarak bağlarını koparmadı. Okulda öğrendiği yeni bilgileri ve ya...

Hatay Depreminin İkinci Yıldönümü: Yıkımın ve Umudun İzleri

  Hatay'da depremin üzerinden iki yıl geçti. Ancak, bu doğal afetin açtığı yaralar hala sarılmayı bekliyor. Depremzedeler, yaşadıkları acıları ve çaresizlikleri unutamıyor. Onların hikayeleri, bizlere dayanışmanın ve insanlığın önemini hatırlatıyor. Depremde evlerini, sevdiklerini kaybeden insanlar, yeni bir hayat kurma çabası içinde. Bu zorlu süreçte, birbirlerine destek olarak ayakta kalmaya çalışıyorlar. Her şeye rağmen umutlarını yitirmeyen depremzedeler, yarınlara daha güçlü bakma arzusu taşıyor. Depremin getirdiği yıkımın ardından, hayatlarını yeniden inşa etmeye çalışan bu insanların sesine kulak vermek ve onların yaşadığı zorlukları anlamak, hepimiz için bir sorumluluk. Bir daha bu acıların yaşanmaması için, toplum olarak bilinçli ve duyarlı olmalıyız. Bu yıldönümünde, depremzedelerin acılarını ve çaresizliklerini unutmamak için bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: Yaşananlardan ders çıkararak, gelecekte daha sağlam adımlar atmalıyız. Bu süreçte en önemli şey, dayanışma v...