Kursakta Kalan Duygular
Fadime, talihsiz bir kadındı. Genç yaşta babası Durmuş Efendi tarafından, evli bir adama kuma olarak verilmişti. Aklı biraz kıt olduğundan, karşı çıkmayı bile düşünememişti. Kim ne derse onu yapardı.
Evin hanımı Güneş Hatun, Fadime’nin kuma olarak eve gelmesini hazmedemiyordu. Bütün öfkesini Fadime’ye kusuyor, ona türlü hakaretlerde bulunuyordu. Kocası Hasan Efendi ise tüm bu yaşananlara sessiz kalıyor, olanları izlemekle yetiniyordu.
Fadime, kendisine biçilen bu kadere boyun eğmişti. Eziyete rağmen ne ağlıyor ne de şikayet ediyordu. Kocasının tek derdi, Güneş Hatun’un erkek evlat doğuramamasıydı. Hasan Efendi, Fadime’yi eve yalnızca bu amaçla getirdiğini açıkça söylemişti. Ancak Fadime’nin doğurduğu çocuklar da kız olunca suçluluk duymaya başlamıştı.
Yıllar geçtikçe Fadime ardı ardına kız çocukları doğurdu. Kendisine karşı yapılan tüm haksızlıklara rağmen sessiz kalıyordu. O kadar dışlanmıştı ki, evin içinde değil, ahırın girişindeki bir kulübede yaşıyordu. Çocukları bile onu anne olarak görmüyor, Güneş Hatun’u anneleri olarak benimsiyordu.
Güneş Hatun’un Fadime’ye yönelik baskıları her geçen gün artıyordu. Erkek çocuk doğurursa evdeki hâkimiyetini kaybedeceğinden korkuyordu. Fadime hamile kaldığında ona en ağır işleri yaptırıyor, bebeğini düşürmesi için elinden geleni yapıyordu. Ancak Fadime, tüm zor koşullara rağmen doğumunu gerçekleştirdi. Hasan Efendi, erkek çocuk haberini alınca mutluluktan havalara uçtu.
Güneş Hatun, bebeği hemen sahiplendi. Fadime ise erkek çocuk doğurmanın heyecanını yaşasa da hâlâ itilip kakılıyordu. Mehmet adını verdikleri bebek büyüdükçe, Güneş Hatun kontrolü ele geçirdi ve Fadime’yi evden uzaklaştırdı. Fadime, aç kalma korkusuyla her şeye boyun eğmişti. Çocuklar bile artık ondan uzak duruyordu.
Yıllar yılları kovaladı. Fadime’nin kızı, başka bir köye gelin gitmişti. Doğum yapınca baba evine dönmeye karar verdi. Fadime, kızını görmek için heyecanla bekliyordu. Ancak torununu kucağına almak isterken kızı onu sert bir şekilde geri çevirdi. Fadime’nin kalbi kırıldı, hiç ağlamayan kadın o gün hıçkıra hıçkıra ağladı. Kızına beddua ederek uzaklaştı.
Hasan Efendi kalp yetmezliğinden hayatını kaybedince, Fadime yıllardır içinde biriken acılara dayanarak evi terk etti. Şehre taşındı ve fal bakarak hayatını kazanmaya başladı. Günlerden bir gün, kızından kötü bir haber aldı. Torunu amansız bir hastalığa yakalanmış ve hayatını kaybetmişti. Kızı, annesinin bedduasının gerçekleştiğine inandı.
Bu hikâye, kursakta kalan duyguların, telafisi olmayan yaraların ve hayatın acımasız yüzünün bir yansımasıdır.
"İnsanın kaderi, yaşadıkları kadar, o yaşanmışlıklara karşı gösterdiği dirençle de şekillenir.
11.03.2025
Mesime Elif Ünalmış
Not: Bu öykü Almanyalılar.com da daha önce yayımlamıştım.
Yorumlar
Yorum Gönder
Merhaba sevgili okuyucular, paylaştığım hikayeler ve yazılar hakkındaki düşüncelerinizi çok merak ediyorum! Yorumlarınız benim için çok değerli. Lütfen görüşlerinizi ve önerilerinizi paylaşmaktan çekinmeyin. Hep birlikte daha güzel bir topluluk oluşturalım! ✍️