Ana içeriğe atla

SİPARİŞLER GELMEDİ

 

SİPARİŞLER GELMEDİ 

Babamın karayollarında canını dişine takarak çalıştığı yıllar, dokuz kardeşiyle büyüyen bir çocuğun hayatını şekillendiren anılarla doluydu. Babam, yedi çocuğu okutmak için büyük bir fedakârlık gösteriyordu. Bize tarlada çalışmayı değil, eğitim almayı seçmemizi sağlayan güçlü bir destekti. Ancak onu çok sık göremiyorduk. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde köprüler, yollar ve okullar gibi farklı projelerde çalışırken aylarca evden uzak kalabiliyordu. Eve geldiğinde verdiği harçlıklar bizim için bir hazineydi; ancak bazen ihtiyaçlarımızı listeleyip bir sonraki gelişinde getirmesini istiyorduk.


Bir 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı için umutla hazırladığım ihtiyaç listesindeki üç şey; resim defteri, siyah okul önlüğü ve okul ayakkabısıydı. Babam, listeyi aldıktan sonra heyecanla beklemeye başladım. Kapı nihayet çaldığında, büyük bir hevesle babamın getirdiklerini açtım. Ancak önlük, üç beden büyük, ayakkabı ise topuklu bir düğün ayakkabısıydı. Hayal kırıklığım ve çaresizliğim büyüktü. Annem babama yanlış seçiminden ötürü söylenirken, ben eski, yırtık önlüğümü giymeye devam ettim. Ayakkabıyı değiştirme talebim ise fişin olmaması nedeniyle mümkün olmadı ve okula bu ayakkabılarla gitmek zorunda kaldım.



Okulda, öğretmenimin azarlaması ve arkadaşlarımın alayları beni derinden etkiledi. Ayakkabıların neden böyle olduğunu anlatmak zorunda kaldım ve öğretmenim bu durumu anlayışla karşıladı. Bir süre sonra, öğretmenim Sema Hanım, ihtiyaçlarımı sipariş edeceğini söyledi. 23 Nisan’a kadar siparişlerin gelmesini umutla bekledim, ancak o gün geldiğinde siparişler hâlâ ulaşmamıştı. Yıl sonuna kadar sabırla bekledim. Nihayet okulun bitimine bir ay kala, Sema Hanım beni çağırarak siparişlerin geldiğini söyledi. Ayakkabılarımı giydiğim anda hissettiğim rahatlık ve mutluluk, o anın değerini artırdı. Yeni önlüğümle gelecek yıla başlama heyecanı ise tarif edilemezdi.

27.03.2025

Mesime Elif Ünalmış 


""Hayatta karşılaşılan zorluklar, sabır ve umutla daha anlamlı bir hal alır."

 Soru ve cevapları:


1. Babam neden eve sık sık gelemiyordu?  

   Babam, Türkiye'nin farklı yerlerinde köprü, yol ve okul projelerinde çalışıyordu.  


2. Hangi ihtiyaçlar için babama sipariş verdim?  

   Bir adet büyük boy resim defteri, siyah okul önlüğü ve okul için ayakkabı.  


3. Babamın aldığı ayakkabılar neden uygun değildi?  

   Babam okul ayakkabısı yerine topuklu düğün ayakkabısı almıştı.  


4. Öğretmenim Sema Hanım ne yaptı?  

   Sema Hanım, bana uygun ayakkabı ve önlük sipariş etti.  


5. Siparişlerim ne zaman geldi?  

   Siparişlerim, okul bitimine bir ay kala ulaştı. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YARDIMLAŞMA

               YARDIMLAŞMA ⭐ Tayfun, diğer arkadaşlarıyla teneffüse çıkmış, okul bahçesinde oynuyordu. Etrafında durmaksızın koşturan çocuklara bakıyordu. Tayfun, sakin bir çocuk olduğundan genelde bir köşede oturup arkadaşlarını izliyordu. Tayfun, peşinde koşturan sınıf arkadaşının düştüğünü görünce yerinden fırlayarak yardıma koştu. Gökhan fena düşmüştü ve acı içinde kıvranıyordu. Hemen ardından nöbetçi öğretmen yetişti ve Gökhan'ın yardımına koştu. Öğretmen ambulansı çağırarak Gökhan'ın hastaneye gitmesini sağladı. Ambulansın gelmesini beklerken, komşulardan biri olan Tayfun'un annesi, Gökhan'a ve öğretmenlere yardımcı olmak için geldi. Tayfun, arkadaşı için çok üzülmüştü. O günden sonra, müdür bey çocukların kolektif oyunlar oynamaları için belli kurallar çerçevesinde güzel oyunlar oynamalarını teşvik edecek konuşmalar yaptı. Koşturmadan da güzel oyunlar oynayabileceklerini hatırlattı. Bu olay, Tayfun'un arkadaşlarına daha çok yardım etmeye ba...

KAVRAMSAL ÖYKÜLER

🌼  Sevgi🌼 Dilek, henüz 1. sınıfa gidiyordu. Sapsarı saçları ve mavi gözleriyle çok sevimliydi. Dilek, okulun açılmasıyla yeni arkadaşlar edinmiş ve okuluna iyice alışmaya başlamıştı. Yeni şeyler öğrenmek onu heyecanlandırıyordu. Okulu çok seviyordu ve arkadaşlarını da çok değerli buluyordu. Ancak en çok arkadaşı Semra'yı seviyordu. Semra'nın babası öğretmen olduğu için başka bir okula tayin olmuştu ve Semra'dan ayrılmak zorunda kaldı. Dilek bu duruma çok üzülmüştü. Ancak annesi durumu kabul etmesi için Dilek'i karşısına alarak durumu izah etti. Annesi, Dilek'in dilediği zaman Semra'yı arayabileceğini söyledi. Dilek bunun üzerine çok sevindi. O günden sonra bütün dikkatini okula vererek yeni şeyler öğrenmeye devam etti. Aradan geçen zaman içinde arkadaşlarını aramayı da ihmal etmedi. Dilek, yeni arkadaşlar edinmeye ve sınıfında daha aktif olmaya devam etti. Semra'yla da sık sık telefonla konuşarak bağlarını koparmadı. Okulda öğrendiği yeni bilgileri ve ya...

Hatay Depreminin İkinci Yıldönümü: Yıkımın ve Umudun İzleri

  Hatay'da depremin üzerinden iki yıl geçti. Ancak, bu doğal afetin açtığı yaralar hala sarılmayı bekliyor. Depremzedeler, yaşadıkları acıları ve çaresizlikleri unutamıyor. Onların hikayeleri, bizlere dayanışmanın ve insanlığın önemini hatırlatıyor. Depremde evlerini, sevdiklerini kaybeden insanlar, yeni bir hayat kurma çabası içinde. Bu zorlu süreçte, birbirlerine destek olarak ayakta kalmaya çalışıyorlar. Her şeye rağmen umutlarını yitirmeyen depremzedeler, yarınlara daha güçlü bakma arzusu taşıyor. Depremin getirdiği yıkımın ardından, hayatlarını yeniden inşa etmeye çalışan bu insanların sesine kulak vermek ve onların yaşadığı zorlukları anlamak, hepimiz için bir sorumluluk. Bir daha bu acıların yaşanmaması için, toplum olarak bilinçli ve duyarlı olmalıyız. Bu yıldönümünde, depremzedelerin acılarını ve çaresizliklerini unutmamak için bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: Yaşananlardan ders çıkararak, gelecekte daha sağlam adımlar atmalıyız. Bu süreçte en önemli şey, dayanışma v...