Ana içeriğe atla

Ağaç Dikmenin Önemi

 


Ağaç Dikmenin Önemi
Arif öğretmen bir gün küçük afacanları toplayarak önemli bir duyuru yapacağını söyledi. Minik afacanlar merakla öğretmenlerini dinlediler. Arif öğretmen büyük bir heyecanla anlatmaya başladı:

"Çocuklar, bugün sizlere çok önemli bir görev vereceğim," dedi.

Buse hemen atılarak, "Ne görevi vereceksiniz öğretmenim?" diye sordu.

"Bugün hep beraber okuldan ağaç dikeceğiz," dedi Arif öğretmen. Çocuklar bu göreve bayıldılar. Ahmet, "Öğretmenim, ben daha önce babamla ağaç dikmiştim," dedi. Arif öğretmen gülümseyerek, "Aferin Ahmet, o halde sen benim yardımcım ol," dedi. Ahmet gururla öğretmenin yanında yer aldı.

Arif öğretmenin gözetiminde okulun bahçesine ağaç fidanları dikilecekti. Herkese görevler verildi: Kimisi kiraz ağacı, kimisi erik ağacı, kimisi de kayısı ağacı dikecekti. Bir hafta sonra fidanlar alındı ve Ahmet'in de yardımıyla ağaçlar dikildi.

Okul müdürü, ağaç dikimine sevinmişti; ancak meyve ağaçlarına pek sıcak bakmıyordu. Meyve toplamak için ağacın dalına çıkıp düşebileceğini hatırlattı. Halife öğretmen ise çocukların her türlü aktivitelere katılmalarını, ağaçlardan meyve toplayıp yemelerini ve bunun önemini anlattı. Her çocuğun hoplamayı, zıplamayı, düşmeyi ve kalkmayı öğrenmesi gerektiğini söyledi.

Müdür bey, Arif öğretmenin değer yargılarını çok önemsiyordu. O günden sonra çocukların okul bahçesinde meyve ağaçlarından meyve toplamaları için birçok okulda kolektif çalışarak Arif öğretmenin bu projesine katıldılar. Müdür bey, ağaçların doğru budanarak çok meyve vermeleri ve küçük kalmaları için gerekli önlemleri alacağını söyledi. Böylece çocuklar, eğitimlerini doğanın bir parçası olan ağaçlarla büyüyerek öğreneceklerdi.

Arif öğretmen, "Hayatın en önemli okulu, hayatın kendisidir," diyerek gülümsedi.

Sorular ve Cevapları

1. Arif öğretmen çocuklara ne gibi bir görev verdi?
   - Arif öğretmen çocuklara okul bahçesine ağaç dikme görevi verdi.
2. Ahmet'in babasıyla daha önce ne yapmıştı?
   - Ahmet daha önce babasıyla ağaç dikmişti.
3. Meyve ağaçlarına müdürün tepkisi nasıldı?
   - Müdür, meyve ağaçlarına pek sıcak bakmıyordu, çünkü meyve toplarken çocukların ağaçtan düşebileceğini düşünüyordu.
4. Halife öğretmen neyin önemini vurguladı?
   - Halife öğretmen, çocukların her türlü aktivitelere katılmalarının, hoplamayı, zıplamayı, düşmeyi ve kalkmayı öğrenmelerinin önemini vurguladı.
5. Çocuklar ağaç dikim projesine katıldıktan sonra ne gibi projelerde yer aldılar?
   - Çocuklar, okul bahçesinde meyve ağaçlarından meyve toplama projelerinde ve doğa bilinciyle ilgili diğer projelerde aktif rol aldılar.





  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YARDIMLAŞMA

               YARDIMLAŞMA ⭐ Tayfun, diğer arkadaşlarıyla teneffüse çıkmış, okul bahçesinde oynuyordu. Etrafında durmaksızın koşturan çocuklara bakıyordu. Tayfun, sakin bir çocuk olduğundan genelde bir köşede oturup arkadaşlarını izliyordu. Tayfun, peşinde koşturan sınıf arkadaşının düştüğünü görünce yerinden fırlayarak yardıma koştu. Gökhan fena düşmüştü ve acı içinde kıvranıyordu. Hemen ardından nöbetçi öğretmen yetişti ve Gökhan'ın yardımına koştu. Öğretmen ambulansı çağırarak Gökhan'ın hastaneye gitmesini sağladı. Ambulansın gelmesini beklerken, komşulardan biri olan Tayfun'un annesi, Gökhan'a ve öğretmenlere yardımcı olmak için geldi. Tayfun, arkadaşı için çok üzülmüştü. O günden sonra, müdür bey çocukların kolektif oyunlar oynamaları için belli kurallar çerçevesinde güzel oyunlar oynamalarını teşvik edecek konuşmalar yaptı. Koşturmadan da güzel oyunlar oynayabileceklerini hatırlattı. Bu olay, Tayfun'un arkadaşlarına daha çok yardım etmeye ba...

KAVRAMSAL ÖYKÜLER

🌼  Sevgi🌼 Dilek, henüz 1. sınıfa gidiyordu. Sapsarı saçları ve mavi gözleriyle çok sevimliydi. Dilek, okulun açılmasıyla yeni arkadaşlar edinmiş ve okuluna iyice alışmaya başlamıştı. Yeni şeyler öğrenmek onu heyecanlandırıyordu. Okulu çok seviyordu ve arkadaşlarını da çok değerli buluyordu. Ancak en çok arkadaşı Semra'yı seviyordu. Semra'nın babası öğretmen olduğu için başka bir okula tayin olmuştu ve Semra'dan ayrılmak zorunda kaldı. Dilek bu duruma çok üzülmüştü. Ancak annesi durumu kabul etmesi için Dilek'i karşısına alarak durumu izah etti. Annesi, Dilek'in dilediği zaman Semra'yı arayabileceğini söyledi. Dilek bunun üzerine çok sevindi. O günden sonra bütün dikkatini okula vererek yeni şeyler öğrenmeye devam etti. Aradan geçen zaman içinde arkadaşlarını aramayı da ihmal etmedi. Dilek, yeni arkadaşlar edinmeye ve sınıfında daha aktif olmaya devam etti. Semra'yla da sık sık telefonla konuşarak bağlarını koparmadı. Okulda öğrendiği yeni bilgileri ve ya...

Hatay Depreminin İkinci Yıldönümü: Yıkımın ve Umudun İzleri

  Hatay'da depremin üzerinden iki yıl geçti. Ancak, bu doğal afetin açtığı yaralar hala sarılmayı bekliyor. Depremzedeler, yaşadıkları acıları ve çaresizlikleri unutamıyor. Onların hikayeleri, bizlere dayanışmanın ve insanlığın önemini hatırlatıyor. Depremde evlerini, sevdiklerini kaybeden insanlar, yeni bir hayat kurma çabası içinde. Bu zorlu süreçte, birbirlerine destek olarak ayakta kalmaya çalışıyorlar. Her şeye rağmen umutlarını yitirmeyen depremzedeler, yarınlara daha güçlü bakma arzusu taşıyor. Depremin getirdiği yıkımın ardından, hayatlarını yeniden inşa etmeye çalışan bu insanların sesine kulak vermek ve onların yaşadığı zorlukları anlamak, hepimiz için bir sorumluluk. Bir daha bu acıların yaşanmaması için, toplum olarak bilinçli ve duyarlı olmalıyız. Bu yıldönümünde, depremzedelerin acılarını ve çaresizliklerini unutmamak için bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: Yaşananlardan ders çıkararak, gelecekte daha sağlam adımlar atmalıyız. Bu süreçte en önemli şey, dayanışma v...