Ana içeriğe atla

MEYVELERİN DÜNYASI ELMA


 

ELMA

Nihayet sırayı bana verdin sevgili havuç. Eylül birazdan uyanacak, zaman kalmadı. Nasıl anlatayım faydalarımı, o kadar çok faydam var ki, anlat anlat bitmez. Özellikle çok sevildiğimi anlatmam gerek. Her yerde çok rahat yetiştiğim için, bütün insanlar bana kolaylıkla ulaşır. Öyle burnu havada bir meyve değilim ben. Yediden yetmişe herkes beni çok sever.

- "Aaaa! Uzatma artık elma arkadaşım. Senin çenenden bize sıra gelmeyecek. Bir de havuç arkadaşımıza kızıyordun, şimdi aynı şeyi sen yapıyorsun. Madem anlatacak çok şeyin var, biraz acele et," dedi şeftali.

Eylül, gülümseyerek elmayı pür dikkat dinlemek istediğini söyledi.

- "Aslında ben övünmek gibi olmasın ama, hemen hemen her çocuğa ulaşabiliyorum," dedi elma.

Eylül, elmanın ne demek istediğini anlayamamıştı.

- "Sevgili elma, ne demek istediğini pek anlayamadım?" dedi.

Elma gururla:

- "Ben her yerde yetiştiğim için insanlar beni çok uygun fiyata alabilirler. Çocukların en iyi dostuyum. Beni tanımayan çocuk yoktur," dedi.

Eylül, elmaya herkese ulaştığı için çok mutlu olduğunu söyledi.

- "O halde sana faydalarından bahsedeyim artık. Öncelikle C, A, K, B16 ve E vitaminleri içeririm. Kalp sağlığına iyi gelirim. Diyabet hastaları beni çok sever. Elmalar, prebiyotik görevi gören bir lif türü olan pektin içerir. Bu durum bağırsaktaki iyi bakterileri besler, ayrıca kalbe karşı koruyucu etkilerim vardır," dedi elma.

- "Daha sayamadığım onlarca faydam var. Aklıma gelenleri anlatmaya çalışıyorum. Ha unutmadan, hiç elma yemeyen ya da C vitamini almayan insanlar da skorbüt hastalığı olabilir."

Eylül şaşkınlıkla:

- "Of, kafam karıştı! Bütün bunları hafızamda nasıl tutabilirim?" diye söylenmeye başladı.

Yaban mersini hemen hareketlendi:

- "Galiba benden bahsediyorlar."

- "Ceviz, sakin ol yaban mersini, ben de hafızayı güçlendiriyorum. Sadece kendini ön plana atma öyle," dedi ceviz.

Sevgili ceviz hemen:

- "Öyle alınganlık yapma, hafıza denince biraz heyecan yaptım," dedi.

Elma sinirlenmeye başlamıştı. Arkadaşlarının araya girmesinden rahatsızlık duydu.

- "Ben havuçtan zor sıra aldım. Ama merak etmeyin, çok uzatmayacağım. Eylül’ün kafasını daha fazla karıştırmayacağım," dedi.

- "Tamam arkadaşım, her şeye alınganlık gösteriyorsun. Daha sırada limon var, muz var, şeftali, armut... Ayyy, bize sıra gelmeyecek. Eylül uyanırsa bizi tanımadan gidecek," dedi limon.

Elma yaka silkerek anlatmaya devam etti. Eylül elmaya sakin olmasını söyledi.

- "Benim yüzümden kimse tartışmasın, hepinizi dinleyeceğim, söz veriyorum," dedi.

Sırada bekleyenler derin bir nefes aldı. Elma yaşanan bu küçük gerginlik için özür dileyerek anlatmaya devam etti:

- "Ayrıca ben kanser hastalığını da önlemeye yardımcı olurum. Aslında astım hastalarına da iyi gelirim. Kemik sağlığına ve mide yanmasına iyi gelirim."

Eylül:

- "Sevgili elma, seni dinlerken yoruldum. Ne çok faydan var. Kusura bakma, biraz çenem düştü, seni yordum," dedi.

- "Eylül, hep faydalarından bahsettin, zararların yok mu senin?" diye sordu.

Elma kendisiyle gurur duyduğu için şöyle bir döndü kendi etrafında.

- "Tek zararım aşırı tüketildiğinde kilo aldırabilirim," dedi.

Eylül elmaya teşekkür ederek söylediklerini asla unutmayacağını söyledi ve sırayı limona verdi.
  05.02.2025
Mesime Elif Ünalmış

Sorular ve Cevapları

1. Eylül neden elmanın faydalarını dinlemek istemiştir?
   - Eylül, elmanın faydalarını merak ettiği için dinlemek istemiştir.

2. Elma hangi vitaminleri içerir?
   - Elma, C, A, K, B16 ve E vitaminlerini içerir.

3. Elma, hangi hastalığa karşı koruyucu etkiler gösterir?
   - Elma, kalp sağlığına iyi gelir ve diyabet hastalarına faydalıdır. Ayrıca, kanser hastalığını önlemeye yardımcı olur ve astım hastalarına iyi gelir.

4. Elmanın tek zararı nedir?
   - Elmanın tek zararı, aşırı tüketildiğinde kilo aldırabilmesidir.

5. Eylül, elmanın faydalarını dinlerken ne hissetmiştir?
   - Eylül, elmanın faydalarını dinlerken yorulmuş ve elmanın ne çok faydası olduğunu fark etmiştir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YARDIMLAŞMA

               YARDIMLAŞMA ⭐ Tayfun, diğer arkadaşlarıyla teneffüse çıkmış, okul bahçesinde oynuyordu. Etrafında durmaksızın koşturan çocuklara bakıyordu. Tayfun, sakin bir çocuk olduğundan genelde bir köşede oturup arkadaşlarını izliyordu. Tayfun, peşinde koşturan sınıf arkadaşının düştüğünü görünce yerinden fırlayarak yardıma koştu. Gökhan fena düşmüştü ve acı içinde kıvranıyordu. Hemen ardından nöbetçi öğretmen yetişti ve Gökhan'ın yardımına koştu. Öğretmen ambulansı çağırarak Gökhan'ın hastaneye gitmesini sağladı. Ambulansın gelmesini beklerken, komşulardan biri olan Tayfun'un annesi, Gökhan'a ve öğretmenlere yardımcı olmak için geldi. Tayfun, arkadaşı için çok üzülmüştü. O günden sonra, müdür bey çocukların kolektif oyunlar oynamaları için belli kurallar çerçevesinde güzel oyunlar oynamalarını teşvik edecek konuşmalar yaptı. Koşturmadan da güzel oyunlar oynayabileceklerini hatırlattı. Bu olay, Tayfun'un arkadaşlarına daha çok yardım etmeye ba...

KAVRAMSAL ÖYKÜLER

🌼  Sevgi🌼 Dilek, henüz 1. sınıfa gidiyordu. Sapsarı saçları ve mavi gözleriyle çok sevimliydi. Dilek, okulun açılmasıyla yeni arkadaşlar edinmiş ve okuluna iyice alışmaya başlamıştı. Yeni şeyler öğrenmek onu heyecanlandırıyordu. Okulu çok seviyordu ve arkadaşlarını da çok değerli buluyordu. Ancak en çok arkadaşı Semra'yı seviyordu. Semra'nın babası öğretmen olduğu için başka bir okula tayin olmuştu ve Semra'dan ayrılmak zorunda kaldı. Dilek bu duruma çok üzülmüştü. Ancak annesi durumu kabul etmesi için Dilek'i karşısına alarak durumu izah etti. Annesi, Dilek'in dilediği zaman Semra'yı arayabileceğini söyledi. Dilek bunun üzerine çok sevindi. O günden sonra bütün dikkatini okula vererek yeni şeyler öğrenmeye devam etti. Aradan geçen zaman içinde arkadaşlarını aramayı da ihmal etmedi. Dilek, yeni arkadaşlar edinmeye ve sınıfında daha aktif olmaya devam etti. Semra'yla da sık sık telefonla konuşarak bağlarını koparmadı. Okulda öğrendiği yeni bilgileri ve ya...

Hatay Depreminin İkinci Yıldönümü: Yıkımın ve Umudun İzleri

  Hatay'da depremin üzerinden iki yıl geçti. Ancak, bu doğal afetin açtığı yaralar hala sarılmayı bekliyor. Depremzedeler, yaşadıkları acıları ve çaresizlikleri unutamıyor. Onların hikayeleri, bizlere dayanışmanın ve insanlığın önemini hatırlatıyor. Depremde evlerini, sevdiklerini kaybeden insanlar, yeni bir hayat kurma çabası içinde. Bu zorlu süreçte, birbirlerine destek olarak ayakta kalmaya çalışıyorlar. Her şeye rağmen umutlarını yitirmeyen depremzedeler, yarınlara daha güçlü bakma arzusu taşıyor. Depremin getirdiği yıkımın ardından, hayatlarını yeniden inşa etmeye çalışan bu insanların sesine kulak vermek ve onların yaşadığı zorlukları anlamak, hepimiz için bir sorumluluk. Bir daha bu acıların yaşanmaması için, toplum olarak bilinçli ve duyarlı olmalıyız. Bu yıldönümünde, depremzedelerin acılarını ve çaresizliklerini unutmamak için bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: Yaşananlardan ders çıkararak, gelecekte daha sağlam adımlar atmalıyız. Bu süreçte en önemli şey, dayanışma v...