SAFLIĞIN ÖTESİNDE
İnsani değerlere önem veren bir toplumda yaşamak, Kenan için belki büyük bir şanstı. Çünkü Kenan, akli dengesi yerinde olmayan, saf ve temiz yürekli bir insandı. Rahatsızlığı herkes tarafından biliniyordu ve davranışları artık rahatsızlık yaratmadığı için Kenan özgürce dolaşabiliyordu. Kenan, yoksul bir ailenin çocuklarından biriydi. Tüm saflığıyla toplumda varlığını sürdürüyordu ve yaşam tarzı ile kimseye rahatsızlık vermiyordu.
Bu saf delikanlının her yerde bir açık kapısı vardı. Çünkü onun masumiyetini herkes çok seviyordu. Ancak Kenan’ın kıyafetlere karşı bir tahammülsüzlüğü vardı. Kışın ortasında dahi ince bir tişört ve pijamayla çetin hava koşullarıyla baş ediyordu. O, bir çocuk gibi bakıma muhtaç yaşıyordu. Kapalı ortamları sevmezdi. Sürekli geziyor, sık sık çarşıya gidiyordu. Birçok esnafı ziyaret ederek, aklınca onlara yardım ediyordu. İstediği lokantaya girer, karnını doyurup çıkardı. Para ödeme derdi yoktu. Bu güzel insanın, açık bir kredisi vardı. O da masumiyetiydi.
İlkbaharda güneş yüzünü gösterdiğinde, kışın zor bela giydiği kıyafetleri çıkarır, anadan doğma üryan gezerdi. Kenan’ın bu halini görenler, yazın kavurucu sıcaklarına yavaş yavaş hazırlanıyorlardı. Onun bu hali artık rahatsızlık yaratmıyordu. Toplum ona küçük bir çocuk edasıyla bakıyordu. Haftalar sonra cılız parlayan güneş, yerini yazın kavurucu sıcaklarına bırakmıştı.
Kenan erkenden kalkıp çarşıya giderek gittiği bir lokantada karnını doyurmuş, rutinini bozmadan esnafı tek tek dolaşıp selamlıyordu. Kenan’ı görenler güne gülümseyerek başlıyordu. Bir gün o ilçeye yeni bir kaymakam atandı. Kaymakam evine yerleştikten sonra eşiyle beraber alışveriş yapmak için çarşıya gitti. Bir süre sonra alışverişlerini tamamlayarak eşiyle beraber bir lokantada yemek yediler. Sonra çarşıda dolaşırken Kenan'la karşılaştılar. Kaymakam bey, Kenan’ı öyle görünce öfke patlaması yaşadı. Eşi utanarak eliyle gözlerini kapattı. Esnaf apar topar, Kenan’ı oradan uzaklaştırmaya çalıştı. Bir yandan da akli dengesinin yerinde olmadığını açıklamaya çalışıyorlardı. Kenan ne olduğunu anlayamamıştı. Konuşma zorluğu da yaşayan Kenan, şaşkın bir şekilde etrafına bakıyordu. Tam o sırada kaymakam bey’in karısını görünce, bir refleksle gözlerini kapattı. Bu davranışı kaymakam bey’in dikkatinden kaçmamıştı. Aklında beliren soruyla Kenan’a yaklaştı.
"Eşime bakarken neden gözlerini kapattın? Ayıp yerlerini kapatman gerekmiyor mu?" diye sordu.
Kenan tüm saflığıyla, "Ben ayıp bir şey yapmadım ki," diyerek cevap verdi.
Kaymakam bey, "Öyleyse neden gözlerini kapattın?" diye tekrar sordu.
"O abla benden utandığı için, ben de utandım," diyerek cevap verdi Kenan.
Kenan, kötü bir şey yapmadığının bilincindeydi. Ancak ona bakarak utananlara karşı duyduğu his, onu utandırmıştı. Kaymakam bey şu cümleleri sarf etti: "Bu saf halin karşısında, ben utandım. Değerlerimiz, iyi ve kötü olan şeylerin bilinç düzeyiyle ölçülüdür," diyerek oradan uzaklaştı.
Mesime Elif Ünalmış
"SAFLIK, GÜZELLİĞİN EN MASUM HALİDİR."
Yorumlar
Yorum Gönder
Merhaba sevgili okuyucular, paylaştığım hikayeler ve yazılar hakkındaki düşüncelerinizi çok merak ediyorum! Yorumlarınız benim için çok değerli. Lütfen görüşlerinizi ve önerilerinizi paylaşmaktan çekinmeyin. Hep birlikte daha güzel bir topluluk oluşturalım! ✍️