Mira ve Mikroskobun Altındaki Düny
Bölüm 16: Sosyal Dolaşım – Arkadaşlıklar, Bağlar ve Bağışıklık
Bahçede oturuyordu Mira. Teneffüs kalabalığı etrafında vızıldıyordu ama onun etrafında tuhaf bir boşluk vardı. Eskiden yanına koşa koşa gelen Derin bugün başka bir grupla gülüyordu. Mira uzaktan onları izledi. Ellerinde aynı defterler, ağızlarında aynı şakalar vardı ama bir şey eksikti: Mira.
İçinden gelen tek cümle: “Bir bağ, kopmadan önce sessizleşiyor galiba.”
Bilim dersinde öğretmen bağışıklık sisteminden bahsediyordu.
“Beden kendine ait olanla olmayanı tanır. Bu tanım sürecinde hata yaparsa, ya kendine saldırır ya tehlikeyi fark edemez.”
Ali elini kaldırdı: “Yani vücut ‘bizden’ olanı tanımak zorunda mı?”
“Evet,” dedi öğretmen. “Bağışıklık sistemi aslında bir tür ‘biz’ duygusuyla çalışır. Dışarıdan geleni anlamak için önce içindekini tanımalıdır.”
Mira kaşlarını çatmıştı. Sadece vücut değil, kalpler de böyle çalışıyor olabilir miydi?
O gün kantinde yalnız oturdu. Bir zamanlar birlikte sandviç paylaştığı Derin uzaktan baktı ama gözlerini hemen kaçırdı. Mira çantasından günlüğünü çıkardı ve bir cümle yazdı:
“Bir zamanlar ‘biz’ dediğin insanlar, zamanla bağışıklık sistemi gibi seni reddedebiliyor.”
Ağlamadı ama boğazındaki düğüm büyüktü.
Evde babası onun durgunluğunu fark etti. Akşam yemeğinde Can yine espriler yapıyor, annesi hafif gülümsüyordu. Mira çatalıyla tabağında daireler çiziyordu.
“Bir şey mi var?” dedi babası.
“Yok.”
“Peki bir şey yoksa neden kalbin bu kadar çok uğraşıyor anlatmamaya?”
Mira başını kaldırdı. Annesi göz ucuyla ona baktı ama sustu. Bu defa Mira konuştu:
“Derin artık başka grupla takılıyor. Sanki herkes birbirini buldu ve ben... yedek parça gibiyim.”
Babasının sesi yumuşadı: “Bağlar büyümek gibi. Uyumazsan kısa kalmazsın, ama bazı arkadaşlıklarda zamanlaman tutmaz.”
Gece uyuyamadı. Tavanı izlerken zihninde tek bir görüntü vardı: Derin’in ona bakıp sonra konuşmamış hâli.
Sonra kalktı, masa lambasını açtı ve bilim defterine bir şema çizdi:
“Arkadaşlık Bağışıklığı”
- Tanıma (ilk iletişim)
- Kabul (paylaşım)
- Savunma (yanında olma)
- Tolerans (hataları affetme)
- Düşme / Ayrışma (reddedilme)
Altına küçük bir not yazdı:
“Bağışıklık sistemi bile bazen hata yapar. Belki insanlar da yapar. Ama bu, benim değerimi değiştirmez.
Ertesi gün Derin yaklaştı. “Dün seni fark ettim. Konuşamadım. Çünkü artık biz değilmişiz gibi geldi.”
Mira sustu. Sonra bir cümle döküldü dudaklarından:
“Bazı bağlar sonsuza dek sürmez. Ama bitenler de öğretir.”
Derin başını eğdi. “Üzgünüm.”
Mira başını salladı. Kalbindeki yara hâlâ yeniydi ama bedenindeki bağışıklık gibi… kabuk bağlamaya başlamıştı.
Mira’nın Bilim Günlüğü
Bağışıklık sistemi: Vücudu koruyan savunma ağı. “Ben” ve “yabancı” ayrımına dayanır.
T-hücreleri: Tanıma ve savunmada kilit rol oynar.
-Bağlantı psikolojisi: Sosyal bağların varlığı, stres hormonlarını azaltır.
- Yalnızlık Fazla stres ve zayıf bağışıklık arasında nörobiyolojik ilişki gösterilmiştir.
Hisset, Hatırla, Anlat
- En son kimle bağ kurdun, sonra neden kopardınız?
- Sence bir arkadaşlık “vücut gibi” işler mi?
- Yalnız hissettiğinde bedenin nasıl tepki verir?
- Bitmiş bağlara teşekkür etmeyi hiç üşündün mü?
26.07.2025
Mesime Elif Ünalmış
Emeğe değer veren kalplere sesleniyorum—yorumlarınla buradayım.
Bu hikâye kişisel bir üretimdir. Lütfen emek ve yaratıcılığa saygı gösteriniz.”
Yorumlar
Yorum Gönder
Merhaba sevgili okuyucular, paylaştığım hikayeler ve yazılar hakkındaki düşüncelerinizi çok merak ediyorum! Yorumlarınız benim için çok değerli. Lütfen görüşlerinizi ve önerilerinizi paylaşmaktan çekinmeyin. Hep birlikte daha güzel bir topluluk oluşturalım! ✍️