Ana içeriğe atla

Mira ve Mikroskobun Altındaki Dünya Bölüm 19: Yön Seçmek – Bilimle Kurulmuş Bir Hayalin Eşiğinde

 



Mira ve Mikroskobun Altındaki Dünya  

Bölüm 19: Yön Seçmek – Bilimle Kurulmuş Bir Hayalin Eşiğinde


Okul koridorlarının duvarlarında koca koca afişler asılıydı: “Hedefin Ne? Hangi Liseyi Seçiyorsun?”

Mira geçerken afişlere bakmadı. Sınıfa yürürken parmaklarını defterine vuruyordu. Aklında başka bir şey vardı: _“Ben nereden yürüyeceğim?”


O hafta okulda bir kariyer danışmanı gelmişti. Her öğrenci kendi hedefini yazacaktı. Kimisi doktor olmak istiyordu, kimisi mühendis. Birkaç kişi oyunculuğu seçmişti.


Mira kâğıda şöyle yazdı:


 “Bilimle anlatan bir yol çizmek istiyorum. Belki biyoloji öğretmeni. Belki bilim yazarı. Belki çocuklara mikroskobun içindeki hikâyeleri anlatan biri…”


Danışman, Mira’ya baktı.  

“Bu kadar yaratıcı düşünebilmen güzel. Ama tek bir şey soracağım: Hedefin hem kalbinde hem planında olsun. Duygun kadar adımın da olsun.”


Akşam ailece yemek yiyorlardı. Babası gazeteyi katladı.


“Lise tercihleri yaklaşıyor. Mühendislik tabanlı bir liseyi düşünebiliriz. Sayısalda iyisin. Böylece ileride garantili bir bölüm okursun.”


Mira başını eğdi.


“Ben garanti değil… anlatmak istiyorum. İnsanlara, çocuklara. Bilimi… bir kitap gibi göstermek istiyorum.”


Annesi: “Ama anlatmak... bir hobi değil mi?”


İçinden geçen cümle kaskatıydı: “Hayır. Bu benim yolum.”

O gece Mira’nın midesi ağrıyordu. Ailesiyle ilk kez bu kadar ciddi bir fark yaşamıştı. Kendini anlatamamış gibi hissetti. Günlüğüne yazdı:


 “Sevildiğim hâlde anlaşılmamak, yalnızlık gibi. Annemler kötü değil ama onların dünyasında benim yolum bilinmiyor. Bu yüzden onu çizmek bana kaldı.”


Ertesi gün öğretmeni onu yanına çağırdı.


“Seni bir bilim dergisine önerdim. Öğrencilerin yazabildiği özel bir köşe var. Senin yazılarını görmeleri gerek.”


Mira'nın gözleri parladı. “Ama ben daha liseye bile gitmedim.”


“Sözlerin çoktan oraya ulaştı.”

Mira o hafta boyunca gece geç saatlere kadar çalıştı. Yazısı şuydu:  

“Bilim sadece çözmek değildir. Anlatmak da gerekir. Bilgiyi kalpten kalbe aktarmak için kelimelere ihtiyaç var. Benim mikroskobum, bir defter sayfası oldu.”


Bir sabah annesi odasına sessizce girdi. Masada yazıya göz attı. Sonra Mira'nın yanına oturdu.


“Ben senin kadar cesur büyümedim. Garanti yolları seçtim. Ama seninkini... anlıyorum.”


Mira başını annesinin omzuna yasladı. O anda bilim, kelimeler, yollar... hepsi biraz daha açık görünmeye başladı.


 Mira’nın Bilim Günlüğü


Kariyer kararları: Genç yaşta verilen seçimler yalnızca başarı değil, kimlik ve tutku üzerinden şekillenir.

- Bilim iletişimi: Bilimsel bilgiyi anlaşılır ve duygusal yollarla topluma sunmak, özel bir beceri ve meslektir.

- Aile desteği: Bazen geç gelen anlayış, doğru yönün ilk basamağıdır.


Sorular, Hisler ve Yollar:


- Ailene söylediğinde seni en çok zorlayan hangi cümleydi?  

- Geleceği düşündüğünde hangi duygun baskın geliyor?  

- Bilimi anlatmak, içinde seni en çok hangi yöne çağırıyor?  

- Hayalinin yönü başkasınınkine benzemiyorsa, bu seni korkutuyor mu?


29.07.2025

Mesime Elif Ünalmış


Emeğe değer veren kalplere sesleniyorum—yorumlarınla buradayım.


Bu hikâye kişisel bir üretimdir. Lütfen emek ve yaratıcılığa saygı gösteriniz.”


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YARDIMLAŞMA

               YARDIMLAŞMA ⭐ Tayfun, diğer arkadaşlarıyla teneffüse çıkmış, okul bahçesinde oynuyordu. Etrafında durmaksızın koşturan çocuklara bakıyordu. Tayfun, sakin bir çocuk olduğundan genelde bir köşede oturup arkadaşlarını izliyordu. Tayfun, peşinde koşturan sınıf arkadaşının düştüğünü görünce yerinden fırlayarak yardıma koştu. Gökhan fena düşmüştü ve acı içinde kıvranıyordu. Hemen ardından nöbetçi öğretmen yetişti ve Gökhan'ın yardımına koştu. Öğretmen ambulansı çağırarak Gökhan'ın hastaneye gitmesini sağladı. Ambulansın gelmesini beklerken, komşulardan biri olan Tayfun'un annesi, Gökhan'a ve öğretmenlere yardımcı olmak için geldi. Tayfun, arkadaşı için çok üzülmüştü. O günden sonra, müdür bey çocukların kolektif oyunlar oynamaları için belli kurallar çerçevesinde güzel oyunlar oynamalarını teşvik edecek konuşmalar yaptı. Koşturmadan da güzel oyunlar oynayabileceklerini hatırlattı. Bu olay, Tayfun'un arkadaşlarına daha çok yardım etmeye ba...

KAVRAMSAL ÖYKÜLER

🌼  Sevgi🌼 Dilek, henüz 1. sınıfa gidiyordu. Sapsarı saçları ve mavi gözleriyle çok sevimliydi. Dilek, okulun açılmasıyla yeni arkadaşlar edinmiş ve okuluna iyice alışmaya başlamıştı. Yeni şeyler öğrenmek onu heyecanlandırıyordu. Okulu çok seviyordu ve arkadaşlarını da çok değerli buluyordu. Ancak en çok arkadaşı Semra'yı seviyordu. Semra'nın babası öğretmen olduğu için başka bir okula tayin olmuştu ve Semra'dan ayrılmak zorunda kaldı. Dilek bu duruma çok üzülmüştü. Ancak annesi durumu kabul etmesi için Dilek'i karşısına alarak durumu izah etti. Annesi, Dilek'in dilediği zaman Semra'yı arayabileceğini söyledi. Dilek bunun üzerine çok sevindi. O günden sonra bütün dikkatini okula vererek yeni şeyler öğrenmeye devam etti. Aradan geçen zaman içinde arkadaşlarını aramayı da ihmal etmedi. Dilek, yeni arkadaşlar edinmeye ve sınıfında daha aktif olmaya devam etti. Semra'yla da sık sık telefonla konuşarak bağlarını koparmadı. Okulda öğrendiği yeni bilgileri ve ya...

Hatay Depreminin İkinci Yıldönümü: Yıkımın ve Umudun İzleri

  Hatay'da depremin üzerinden iki yıl geçti. Ancak, bu doğal afetin açtığı yaralar hala sarılmayı bekliyor. Depremzedeler, yaşadıkları acıları ve çaresizlikleri unutamıyor. Onların hikayeleri, bizlere dayanışmanın ve insanlığın önemini hatırlatıyor. Depremde evlerini, sevdiklerini kaybeden insanlar, yeni bir hayat kurma çabası içinde. Bu zorlu süreçte, birbirlerine destek olarak ayakta kalmaya çalışıyorlar. Her şeye rağmen umutlarını yitirmeyen depremzedeler, yarınlara daha güçlü bakma arzusu taşıyor. Depremin getirdiği yıkımın ardından, hayatlarını yeniden inşa etmeye çalışan bu insanların sesine kulak vermek ve onların yaşadığı zorlukları anlamak, hepimiz için bir sorumluluk. Bir daha bu acıların yaşanmaması için, toplum olarak bilinçli ve duyarlı olmalıyız. Bu yıldönümünde, depremzedelerin acılarını ve çaresizliklerini unutmamak için bir kez daha hatırlatmak istiyoruz: Yaşananlardan ders çıkararak, gelecekte daha sağlam adımlar atmalıyız. Bu süreçte en önemli şey, dayanışma v...